1826-1828 İran ve Rusya savaşı sonucu imzalanan Türkmençay Antlaşması gereği Azerbaycan, kuzey ve güney kısmına ayrılmış, kuzey bölgesi Çarlık Rusya'nın, güney kısmı ise İran'ın yönetiminde kalmıştır. İki yüzyıla yakın bir sürede Çarlık ve Kızıl Rusların katliamlarına, Ruslaştırma politikalarına ve İran'ın Farslılaştırma gayretlerine rağmen Azerbaycan
Türkleri kendi kültür unsurlarını, dil, din, örf ve geleneklerini korumuşlardır.
1826-1828 savaşından sonra 1828-1830 yılları arasındaki iki senede Güney Kafkasya'ya 40.000'den fazla İran ve 84.000 Türkiye Ermenisi göçürülmüş ve onlar Ermeni nüfusun az olduğu Karabağ, Gence, Nahcivan ve İrevan vilayetleri ile Tiflis vilayetinin Borçalı bölgelerine
yerleştirilmiştir. XIX. yüzyıl ortalarında Çarlık Rusya tarafından resmi olarak bölgeye yerleştirilen 124.000 Ermeninin dışında gayri resmî olarak bölgeye yerleştirilen
Ermenilerin nüfusu 200.000'i geçmiştir. XX. yüzyıl başlarında Kafkasya'da 1.3 milyon olan Ermenilerin bir milyondan fazlası bu bölgenin yerli halkı olmayıp Çarlık Rusya tarafından
yerleştirilenlerdir”.
XIX. yüzyılın ikinci yarısı Kafkasya'da demografik durumun radikal değişime uğradığı bir dönemdir. 1823 yılında Kafkasya'da Ermeni nüfusu %8.4 iken 1832 yılında bu oran 4 kat artarak %34.8 seviyesine ulaşmıştır".
Zekâ ve akıl ile yönetmek. ORTAK akıl ile yönetmek. Sağlam bir duygusal zekâ dağarcığın olmalı. Değişime açık, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında, karakter analizi konusunda iyi, rahatsız edilmesi zor, hatalarını dert etmeyen hiç kimsenin neşenizi bozmasına izin vermeyen.
Farelerde ve insanlarda çeşitli genetik konumlarda bu mutasyonların oranı ölçüldü ve her nesilde hemen hemen aynı olduğu görüldü. Fakat, bir insan nesli fare neslinden yüz kez daha uzun olduğuna göre, mutlak zaman birimi başına bizim mutasyon oranımız yüz kez daha azdır. Bu nedenle de, DNA'mız değişiklik karşısında fareninkinden çok daha dirençlidir. Bu, yalnızca
radyasyon hasarları için değil, muhtemelen yer değiştiren ögeler dahil, diğer mutasyon oluşturucu unsurlar için de geçerlidir. Ömrümüz uzadıkça, DNA'mızın değişime karşı daha dayanıklı hale gelmesi yaşamda kalabilmemiz için zorunluydu.
İnandığınız Tanrı'nın size izin verdiği kadar yeniliğe, değişime açıksınızdır.
Morisco kelimesinin kökeni, Latince Kuzey Afrikalılar anlamına gelen mauri kelimesinin değişime uğrayarak, İspanyolca’ya moro şeklini almasına dayanmaktadır. Önceleri sadece Müslüman anlamını taşıyan moro kelimesine, küçültme ve aşağılama anlamlarını da katmak için –isco eki getirilmiştir.
Hitit belgelerine göre bu yörede(Van) uygarlığın tarihi M. Ö 14.yüzyıla dayanıyor. Ancak burada ilk kurulmuş devlet Urartu krallığıdır. Bu kentin adı Tuşpa ya da tosp'du. Biainili ; Urartuluların krallarına verdikleri addı ki, sonradan bu ad değişime uğrayarak Ermeni şehri olan Van'a dönüşmüştür.
Her gün büyük bir değişime hazır olarak evden çık; talihinle ne zaman karşılaşacağını bilemezsin!