Mevlana
Mevlana

Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir.

Hüsnü Ethem Cerrar
Hüsnü Ethem Cerrar

Sırrını saklayan, kusurlarını örten, felaketlerde senin yanında olan, rağbet olunan şeylerde seni nefsine tercih eden, iyiliklerini yayan, kötülüklerini gizleyen kişiden başka kimseyle arkadaş olma. Şayet bu vasıflara sahip birinisini bulamazsan kendinden başka kimseyle arkadaşlık etme**

Teyfik Abanoz
Teyfik Abanoz

"Gökkuşağı Yeşilden Siyaha

Gün yüzüne vurunca sevgilim,
Doğaya bırak kendini.
Bir kuşu azat eder misali,
Kanat çırp yaratılanlara.

Önce mavileri seyret huzurla,
Sonra ayçiçeklerine uğra,
Boyunlarını eğmiş yolunu beklerler,
Sarıların selamını sakın kaçırma.
Yorulursan,
Beyaz bulutların kollarında

konakla.
Beyaz olsun tüm düşlerin.
Kırlara gitmeyi de unutma.
Gelincikler kırmızıyı anlatırlar sana.
Uçsuz gökyüzü senin uç uçabildiğince,
Kon tüm renklerin kucağına.

Ve olur da
Gözün bir rengi arar da bulamazsan şayet,
İşte o zaman gözlerimi hatırla.
Kimsesiz bıraktığın rengi!
Divane ya da lakayıt,

Dönerken yuvana,
Üzerine çöken karanlığa aldırma,
Sana siyahı tattıracak daha.
Kaybolmaktan hiç korkma!
Kaldır başını,
Yolunu gösteririm ben sana.

Kanat çırp şimdi yeni aşklara,
Yeni yollara..."

Efe Berke Saptar
Efe Berke Saptar

‘’Elbet tekrardan çıkarım karşına Asuman,’’ dedi. ‘’Bırakmam peşini.’’
Asuman gözlerini camdaki silüetine odakladı.
‘’Ya bulamazsan beni? Ya ormanların içinden geçerken köprüler kurarsa tanrı? Ya mandalinalar kışın çıkmazsa? Diyelim ki oynadığın kupon tuttu. Ya bırakırsan peşimi?’’

Onur Kankaya
Onur Kankaya

“ Burayı okuyorsun değil mi ? Hemen öyle es geçme , belki satırlarımda seni anlatacağım . Biraz buruk mu kalbin , yarım mı bıraktılar seni veya hiç bir şey olmadığı halde yorgun musun ? Sabah ezanları okunurken kalbin sıkışıyor mu seninde benim gibi . Eğer öyle ise şayet aslında o kadar da farklı değilmişiz değil mi ? Acılarımız farklı olabilir , nedenlerimiz

farklı olabilir ama sonunda gecenin bir yarısı çıktığın o balkonda yüzüne çarpan o hafif hava seninde derin bir iç çekme hissi doğurtuyor. Koca bir ah çeksen yine de rahatlayamazmışsın gibine geliyor ise farklılıkların pek bir önemi kalmıyor aslında . Şuan gülümsesen olmaz mı ? Gül , kocaman . Dişlerini göster çevrendekilerin neden gülüyorsun öyle deli gibi

demesine bakma atabiliyorsan bir kahkaha at . Üzülme , seni üzen şeyleri bir kağıda yaz yine de seni mutlu eden şeyleri geçemez emin ol . Mutlu olmak sandığın kadar zor değil aslında . Sadece zihnini biraz rahat bıraksan , düşüncelerinin yerini güzel bir şarkı açıp onunla doldursan. Şarkı bulamazsan bana sorsan veya hiç mesaj atmadığın o arkadaşına sorsan belli mi

olur o kişi en yakının olabilir , veya en yakının oluveririm . Sadece biraz balkona çıkıp veyahut biraz camı açıp derin bir nefes çekip gülümsemeni istiyorum . Seni tanımadığım halde gülümsemeni isteyen biriyim ben birde seni tanıyıp gülümsemeni isteyecek insanlar vardır çevrende yok diyorsan sevgine değen birini hayatına alma zamanın gelmiştir demek ki.Sonra deme ,

mutluluğun sonrası olur mu hiç ? Hüzün elbet olacak hayatımızda , hüzünlerimizdir aslında bizi biz yapan .Bu yüzden sonunda yine üzüleceğiz diye mutsuz olmayalım . Yarın olacak şeyler için bugünden üzülmeye başlamayalım . Elimizdeyken gülelim , zamanı gelince elbet ağlarız bir köşede tek başımıza . Başkaları ile gülelim de yeter ki yalnız ağlayalım...

“14:41”

Said Abdulazim
Said Abdulazim

İmam Şafii'nin bazı nasihatleri:

Ey Yunus! Bir arkadaşından hoşuna gitmeyen şeyler sana ulaştığında, ona hemen cephe tutup arkadaşlığını bitirme. Eğer bu hataya düşersen, "şüphe"yle "yakin (kesin)"i izale etmiş olur sun. Bilakis onunla görüş ve ona, "bana senden şunlar şunlar ulaştı" de ve sakın bunları sana ulaştıranın ismini ona bildirme. Eğer

bunları söylediğini inkar ederse, ona inan ve ona "elbette ki sen daha doğrusunu, daha yalansızını söylersin" de ve başka hiçbir şey söyleme.

Ama söylediğini itiraf ederse ve sen bu konuda onun geçerli bir özrü olduğunu görürsen onu kabul et. Böyle bir özür bula mazsan ona, bana ulaşan bu sozlerden senin kastın neydi?" de ve eğer bir şekilde özür kabul

edilecek bir şey söylerse, onu kabul et. Ama hiçbir özür bulamazsan ve durum açık ve net olarak gün yüzüne çıkarsa, o zaman bunu ondan bir kötülük kabul et. Bu durumda sen muhayyersin; ister sen bu kötülüğün aynısıyla ona karşılık verirsin, istersen de onu affedersin. Ama elbette ki onu affetmen takvaya daha uygun ve saygınlığın gereğindendir. Nitekim Allah Teala

şöyle buyurmaktadır:

"Bir kötülüğün cezası, aynısından bir kötülüktür, fakat kim o affeder, sevgi ve dostluğun devam ettirirse, elbette ki onun ecrini Allah verecektir, O, zalimleri sevmez." (42 Şura/40)

Eğer gururun seni onu cezalandırmaya kışkırtırsa, onun önceden sana dokunan iyiliklerini düşün ve onları da hesaba kat;
bu kötülüğüne

karşılık ona bir iyilik yap. Kesinlikle bu kötülüğü onun önceden sana dokunmuş birçok iyiliğini unutturmasın. Zira bu zulmün ta kendisidir.

Fatih Kaynak
Fatih Kaynak

Kendi çöplüğünü sevmeli insan.Hiçbir şey bulamazsan bile karıştırdığında anılarını bulursun içinde.