Melih Maden
Melih Maden

" Onu gördüğümde gönlümdeki keder son bulacak gibiydi.Zamanın içinde sevginin savurduğu rüzgârın sahibi olacaktım.Kalemim yetmiyordu.Nefesim kesilmiş, saatler durmuştu sanki.Ellerim çocuk gibi titriyordu.Unutamayacağım anlar yaşıyordum.Ey aşk,gizemli şerbetinle merhem oldun yaralarıma.Senin sevgin o kadar güçlü ki yüreğim yerinden çıkacak adeta.İçimde bulunduğum

karanlığı aydınlığa dönüştüren Ey aşk ! Şu zamanda kelimelerim yetersiz,şükranlarım az kalıyor.Bitmesin bu aşk, bitmesin bu aşk,bitmesin sevgi..."

~Melih Maden~

Bahar Uysal Karakuş
Bahar Uysal Karakuş

Atölyeye vardığımda akşam oldu. Dolapta bulduğum yeşil bir elmayı ısırdım. Oturup masamın başına, ak kağıda, karşılıklı aynaların çoğaldığı patika yolda yürüyen bir adam çizdim. Yolun sonunda ki bir kadın da adı geçmiş zaman aynası olan, kırılmış bu aynanın büyük parçalarını, dağılmış puzzle parçaları gibi birleştirmeye çalışıyordu. Adam,

parçalar birleşince kaybettiği yolunu bulacak gibiydi. Aynalar Geçidi adını verdiğim çalışmamda, adamın da kadının da artık aynı kişi olmadığını biliyordum.

Egemen Mahzunlar
Egemen Mahzunlar

II.


Kulaklarımız yazdan kalmış
Kavundan yapılmış masalarımız
Hayret mi?
Anasonu anımsatıyor
Güneş içimizde bir yerlere varma telaşında
Biz de yoldayız tabi
Çatal darbelerinden anlaşılıyor
Acelemizin olmadığı

Agora yazımıza karışıyor
Yel gibi giriyor şakaklarımıza.
Duruyor bir anda

Çatallar, kavun masa ve anason
Damladı damlayacak
Patlayacak gibi yer küreden azgın bir su
Ve bulacak seni olduğun yerde
Olduğun yer nerde?
Önemli mi benim yanım olmadıktan sonra.

San'an Âzer
San'an Âzer

İRAN'DA TÜRK ŞAİRLERİ
Büyük Türk ulusunun şiir ve edebiyatı bahis mevzuu olunca, yalnız bugünkü Türkiye çerçevesi içinde yaşayanların veyahut eski Osmanlı imparatorluğu camiası arasından yetişenlerin yarattıkları şiir, edebiyat ve sanat nazara alınır. Geniş Türk dünyasının türlü şubelerinde çeşitli şiveler konuşan ve asırlardanberi yabancı hars ve

hâkimiyeti altında yaşıyan öz Türklerin yarattıkları ve yaşattıkları şiir, edebiyat ve sanat; ne yazık ki şimdiye kadar meçhul ve metrûk kalmıştır. Türkiye dışındaki birkaç şöhretli Türk edip ve şairinden başka, ummanlar kadar geniş ve derin olan Türk âleminin o nisbetteki zengin ve canlı edebiyat ve sanatı hakkında Türkiyede - ne geçmişte ve ne de şimdi »

=neşrolunan «Türk edebiyatı» adlı eserlerde bunlara dair- en küçük bir sahife bile ayrılmadığını esefle görüyoruz. Bütün Türklere şamil Türk edebiyatı bir kül halinde incelenmemiş ve yazılmamış olduğundan Türkiyedeki Türkler de uzak diyarlarda veyahut komşu ülkelerdeki kardeşlerini tanımaktan mahrum kalmışlardır. Siyasî sınırların asırlarca bundan evvel

ayırdığı milyonlarca Türkün siyasî durumu ne olursa olsun - kendi benliklerini yaşatmak için sığındıkları biricik kuvvet dilleri ve edebiyatları olmuştur. Türk camiasından ayrılmış ve şivece müstakil birer Türk birlikleri halinde yaşayan bu öz kardeşler öz yurtlarında Türk kültürü yarattıkları gibi Türk dil ve edebiyatını da yaşatmak ve herhangi bir şiddetli

baskı tazyik altında ezilmemek için yaratılışlarındaki ölmez ve ezilmez değerli cevherden İstifade etmişlerdir.. Din veyahut mezhep ayrılığı da bunları kendi benliklerinden ayıramamıştır. Bu cümleden olmak üzere bugünkü yazımızın başlığını teşkil eden «İranda Türk şairleri» mevzuu Azerî Türk şivesiyle konuşan İrandaki Türklerin yarattıkları şiir ve

edebiyata taallûk eder ki bunlar başlı başına birer âlemdir. Şivenin inceliklerine vâkıf olanların derin bir zevkle okuyacağı bu öz Türk şairlerinin eserleri hakkında, kardeşlerini tanımak isteyen Türk gençliğine yazımızı sunuyoruz. Ve bahsimize geçmeden önce de yeri gelmişken bu öz kardeşlere dair edebi yazılara bazı garezkârlar tarafından vuku bulacak muhtemel

itirazlara karşı bir kaç cümle ile tarihi bazı vesikalar göstermeyi lüzumlu buluyorum:
1 — «Umumî beşeriyet tarihi» ni, doktor profesör [Helmolt] un riyasetinde vücuda getiren 120 tarih âliminin muazzam eserlerinin ikinci cildinde «Atropaten» [Azerbaycan] ülkesine tahsis ettikleri kısımda aynen «öyle denilmektedir : «..Tarihin gösteremediği meçhul bir zamandan beri

bu yerlerde münhasıran Türkler yaşamaktadırlar..»
2 -— Takriben 2500 yıl: bundan önce efsanevî İran hükümdarı (Dârâ) garp seferine başlarken (Atropaten) ülkesinde Türklerle karşılaştığını Biston yazılarında tesbit ettirmiştir.
3 — En eski Asurî kralı İkinci Asur Banibal de Azerbaycan'a sefer
ederken orada Türk cengâverleriyle çarpıştığı

tarihî bir hakikat olarak tesbit edilmiştir. Bu da 2500 seneden önce vâki olmuştur. Bu hususta müracaat edilecek eserler: (Le normant Manuel; L ’histoire de 1’Orienıt ve Maspero) lıistoir de l’Orient. (İst. Ün. ç. tetkikatı). Bunlardan başka Arap ve İran melihalarında birçok tarihî yazılar ve vesikalar vardır ki bunlar, bu yerlerde tâ eskidenberi Türklerin yaşamakta

olduklarını göstermektedir. İleride bu bahse dair ayrıca yazı neşredeceğimizden şimdilik yalnız oradaki Türklerin yarattıkları şiir ve edebiyattan bazı örnekler vermekle iktifa edeceğiz. Bir parça şiirini aşağıya kaydettiğimiz (Abdülmecid Karakoyunlu) halen yaşamaktadır. Meslekten yetişme altmış yaşında bir öğretmendir. Kendi muhitinde öz ulusun varlığını

yaşatan canlı bir «Dede Korkut» timsalidir. Ahlâk ve seciyesi yüksek, duygusu ince bir Türk şairidir. Şiirleri vaziyet icabı basılmamıştır. Şu parça onundur

«ÇİÇEK»
1 — Tanrı yaratmadı tek bir gönül ki
Sana vurulmayıp kalmadan gitsin..
Gönüllerden sana doğru giden el
Görmedim, ki seni yolmadan gitsin.
2 — Arı yüzün öper,

kanını yutar,
Hekim yemci seni daruya katar
Çocuk seve seve başını dider
Kimdir senden arman almadan gitsin,
3 — Boyaların güneş bağrından çıktı..
Sevgiyi sarmağa gönlün açıktır.
Bakışın tek gökte yıldızda yoktur
Hangi yüz var sana gülmeden gitsin?
4 — Başın güzellerin göğsü üstünde
Şahlar başı senin ayak

astında (altında)
Dikenin olmaz da yazık etsen de
Bülbülün bağrını delmeden gitsin.
5 — Bir bak Türk kızına bunca boysanma (övünme)-
Senden başka güzel yok diye sanma.
Altın parmaklarla yolsa usanma
Olmaz ki o, seni yolmadan gitsin.
6 — İstedim çiçekten sözlesin (saz) Iar
Obadan karşıma çıktılar kızlar.,
Yaradan koymamış

ördekler kazlar
Aydın sular görüp dalmadan gitsin.
7- Tanrından dilerim Türkmenin kızı
Ulusun güneşi; ilin yıldızı
Yüce olsun başı, ak olsun yüzü
Gönlüne kaygular- dolmadan gitsin.
8 — Ulu Tanrım, koma (koca) ları baba
Batu, Arslan deyip öc alan baba
(Aktu) ya güveni yücelden baba
İline bir (kul) luk kılmadan gitsin

Sedat Bayraklı
Sedat Bayraklı

Çığlıkları benim yazdığım efsanelerde karşılık bulacak ve hayat en güzel rengini herkese senin o beyaz yüzünde gösterecek.

Britta Teckentrup
Britta Teckentrup

SEN merakla bakıyorsun. Kendin için gerçeği bulacak kadar cesurun.

Emily Wibberley
Emily Wibberley

Herkes mükemmel insanı bulacak diye bir şey yoktu. Ki bulsanız bile, karşı taraf sizin için aynı hisleri beslemeyebilirdi.