Ercan Özyürek
Ercan Özyürek

"Yaratan Rabbinin adıyla oku. O; insanı alaktan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediğini öğretendir."

Alak, 1-5

San'an Âzer
San'an Âzer

Hacı Mehti - Şukûhî
Sükûhi aslen Tebriz Türklerindendir. Şair olduğu kadar asrının âlimlerinden sayılırdı. Taş basması dörtyüz sahifelik bir kısmı Farisice bir divanı vardır. Hazreti Âdemin cennetten kovulurken, melek Cebrailin ona Türkçe hitab ettiğini ve Hazreti Âdemin Türkçeden başka dil bilmediğini yazan bu şairdir. 1314 hicrî tarihinde 70 yaşında vefat

etmiştir. Şiirleri aruz ve hece veznindedir. Divanı hicri 1321 senesinde (Mehmet Haşim Kaçar) adlı bir (Maragalı) tarafından ve tas basmasiyle basılmıştır. Divanı kaside, gazel, lâtife, hikâye ve hicivleri havidir. Bu şair Mekke ziyaretine giderken İstanbulu görmüş ve «Der Tarif Aliye-i İstanbul» diye bu şehir hakkındaki methiyesi şöyle başlar:
«Menbu şehri

meseli revzeyi rizvan gördüm
«Beski her daş ve kumun lölüü mercan gördüm.
«Her çöle seyr eyledim sünbül-ü süsen taptım
«Her yere geşl eyledim lâlei reyhan gördüm.
«Kahvelerde gece gündüz yığılıp Türk ve acem
«Cevk - cevk işret için meclisi rindan gördüm.
İstanbul'un sefahat âlemini tasvir ettikten sonra şiirini şöyle

bitiriyor:
«Gelen İslambul-a lâzımdı, ki İslâm-ı bula
«Men de bu mes’elede kendimi nâdan gördüm.»



«NASİHAT-İ CELÂLİ» SİNDEN:
«...Veli şûr-u muhabbet bir belâdır
«Bir özge âlemi hayret fezadır.
«Verer kumri gönül bir servi nâze
«Eder canin feda Mahmut Ayaz-e
«Zelihâden alır can mah-i Ken’an

«Satar tersaye dinin Şeyh San’an
«Salır aşk âşıkı deşt-i belâye
«Kul eyler padişahi bir gedaye.»
Hece veznindeki «Sakiame» sinden bir parça:
«Men, saki can, bu sevdâden doymaram
«Gül yüzüne temaşadan doymaram.
«Men ne meyden, ne minâden doymaram..
«Ne dutacak bir piyale bir bele? (bele bu kadar)
«Baş koymuştum eşiğinin

taşına
«Acımadın gözlerimin yaşına
«Meni senden ayıranın başına
«Görüm Tanrı bir taş sala bir bele! '



«ÇEMEN» ADLI MUHAMMESİNDEN :
«...Reyhan egilipti siinbül üste (üstüne)
«Sünbül hem olup karenfil üste
«Bülbül özün öldürür gül üste
«Gül sâye salipti bülbül üste..
«Evzâı bahare kıl

temaşa!
«Elvan giyinipti lâle yüzler - yüzlüler
«Şirin harekât, şehd sözler
«Çok âhu bakışlı kare gözler
«Seyrane çıkıp döluptu düzler
«Bir hayli şikâre kıl temâşa!


BİR ÇOBAN HAKKINDAKİ TASVİRİ:
«Başında tüylü papak var, elinde bir degenek
«Ayakta kıllı çarık, çiğnine salıp kepenek (çiğin-omuz)

«Yeyip kavurtmacı ez bes yogunluyup boyunu
«Özü kesip dereni, yokuşa verip koyunu
«Gider, durar ağacın böyrüne dayak verir
«Kehi (Köroğlu) diyer, Kâh-fışkrâk verir..

Hazreti Âdem cennetten kovulurken onun Türkçeden başka bir dil bilmediğinden melek tarafından ona Türkçe hitab edildiğini şöyle tasvir ediyor: — Âdem atayı cennetten kovmak

için Tanrı katından gönderilen melek evvelce Arapça olarak: «Y a Âdem uhruc minel cenneti» demiş. Âdem ata anlamamış; sonra melek Farisice: «Paşev burev ezin behişt» demiş, Âdem yine anlamamış. Melek Tanrı katına, dönmüş ve Âdem atadan şikâyet etmiş. Ulu Tanrı meleğe demiş, ki: «— Benim kulum Türkçeden başka hiç bir dil bilmez. Git ona Türkçe söyle».

Melek Adem’in yanına gelmiş ve Türkçe: «Haydi sektir buradan» diyince, Âdem ata Havva Hatunun kolundan tutarak kendini cennetin penceresinden yeryüzüne fırlatmıştır». Şükûhî bu hikâyesiyle, ilk adamın Türk olduğunu yani beşeriyetin ilk babasının Türk olduğu hakkında halk arasında yaşıyan bir kanaati ifade etmiş olduğundan, bİLhassa bu hikâyesi masal da olsa

çok dikkate değer bir yazıdır. Şair, kitabının bir yerinde İstanbul Türk şivesiyle müthiş alay etmektedir. Divanı Tebriz Tüıkleri arasında münteşirdir.

Ümit Seyhan
Ümit Seyhan

"Sen insanların benim iblis olduğumu bilmediğini mi sanıyorsun? Onların çoğu bilirler ve bilerek bana taparlar. Artık ben de her şeyi açık oynayacağım. Göster bakalım gerçek yüzümü ne değişecek."

Tayfun Kaya
Tayfun Kaya

Bilmediğini bilmek;insani ve doğal bir eylemken, bilmediğini bilmemek bencilliği ve tabii olmayan sonuçları doğurur.

Rhian Sherrington
Rhian Sherrington

Neyi bildigini ve neyi bilmedigini bilmek, iste asil bilgi bu.

Guillaume Bıgot
Guillaume Bıgot

Charles Quint büyük bir "Avrupalı"ydı;... Diyordu ki: "Erkekler ile Fransızca, kadınlarla İtalyanca, Tanrıyla İspanyolca ve atımla Almanca konuşuyorum" ingilizce bilmediğini belirtelim..

Oğuz Can Acar
Oğuz Can Acar

Daha fazla öğrendikçe, daha fazla bilmediğini fark ediyorsun.

Murtaza Turabi
Murtaza Turabi

Özet Şeklinde Bir Alıntıdır.

Kur'an Ayetlerinin Sınıflandırılması:
Bu ilim de İmam Ali tarafından ortaya konulmuştur. İmam Cafer es-Sadık kanalı ile Ali'ye dayandırılan "Muhkem ve Müteşabih Risalesi" bu ilmin temelini atmıştır. Bu Risale'den ufak bir alıntı yapıyorum.

"Lafzı tekil olan, ama çoğul anlamı veren ayetler."
"Lafzı geçmiş

zaman olan, fakat gelecek anlamı içeren ayetler."
"Nüzulüne ters olan (Zahirine aykırı tefsir ve tevil edilen) ayetler."
"Tevili, nüzulünde aranamsı gereken ayetler."
"Tevili, nüzulünden önce olan ayetler."
"Tevili, nüzulünden sonra olan ayetler."
"Bazı ayetler, Allah'ı sıfatlandııp sınırlandıranların görüşlerini çürütmeye yöneliktir."

"Bazı ayetler, Allah'ın hiçbir şeyi meydana gelmeden önce bilmediğini sananların görüşlerini çürütmeye yöneliktir."
"Bazı ayetlerin telif ve tenzili nazil olduğu şeyin aksinedir."
.
.
.
.

Ahmet Yaşar Hocaefendi
Ahmet Yaşar Hocaefendi

"Ya Ali;evvela kendine bir arkadaş bul,sonra yoluna devam et."buyurur.
Hz.Ali:"Nasıl bir arkadaş?"diye sorunca Resulullah: "Sana bilmediğini öğretecek, ayağın kayınca tutup kaldıracak, yaşayışıyla sana örnek olacak bir kişi. "buyurur.
Bunun üzerine Hz Ali:"Öyle bir arkadaş ancak sen olursun Ya Resûlallah." diye cevap verir.