Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Benim için, dünyada her şey sensin. Bunun için benim de her şeyim senindir. İlk günlerde pek lüks yaşamasak bile muhakkak ki seni dünyanın en mesut insanı yapmak için her şeyi yapacağım. Çünkü sen sevgin ile beni dünyada erişebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştirdin.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

sen sevgin ile beni dünyada erişilebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştirdin.

Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

Anne olup da cezaların en büyüğüne çarptırılmış bir kalbin yürek par-çalayan isyanının soylu bir ağıta dönüşmesidir onun sesi.

Selami Gürbüz
Selami Gürbüz

Her okuyucu değerlidir. Fakat her okuyucu, okuduklarını irdeler sorgularsa ve okuduklarından iyi güzel şeyler çıkarırsa bu değerin en büyüğüne layık olurlar.

Verjine Svazlian
Verjine Svazlian

Eskişehir’li olayların hayatta kalan görgü tanıklarından Hovhannes Gasparyan (d.1902) şunları hatırlamakta: “…İttihat ve Terakki Cemiyeti komitesi Talât başkanlığında gizli bir oturum yapmış, o oturuma Enver, Doktor Nazım, Behaeddin Şakir ve başkaları da katılmıştı. Onlar Türkiye’de yaşayan Ermenileri ortadan kaldırmayı kararlaştırır ve o oturumda yok etme

planını geliştirirler: yeni doğan bebeklerden en yaşlı insanlara kadar hiçbir Ermeni’yi sağ kalmamalıdır. O komite oturumunda konuşma yapan Doktor Nazım’dır. Bildirisinde: “Ben Türkiye’yi yeniden diriltmek için sizin yoldaşınız kardeşiniz
oldum; sadece Türk bu topraklarda bağımsız ve egemen olarak yaşamalı, Türk olmayan unsurlar yok olmalıdır; tek bir

Ermeni dahi kalmamalı, hepsi yok edilmelidir!” diye konuşmuştur. Benzer bir konuşma yapan Doktor Behaeddin Şakir en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün Ermenileri yok etmeyi önermiştir. Bu kararın altına Sultan Reşad da imzasını koyacaktı; ama, Reşad’ın imzalayacağından kuşku duyduğu için, Alman büyükelçisiyle temas kurup onun kendisinden birkaç dakika önce

Padişah’ın yanına gitmesini istedi. Ve büyükelçi Padişah’ın huzurundayken Talât Paşa o gizli toplantıdan çıkan kararı götürdü; büyükelçinin yanında ve onun etkisiyle kararı Sultan’a imzalattılar; o karar sayesinde de 24 Nisan 1915’te Ermeni katliamı yapıldı…”

Sulochana Serpil
Sulochana Serpil

Meditasyon yoluyla zihin öyle sağlamlaşır ki, en küçüğünden en büyüğüne her konuya kolaylıkla odaklabilir hale gelir.

Ahmed Yaşar
Ahmed Yaşar

Allah'tan başka ilah olmadığını kullarına öğretmek için Rabbimizin kainata serdiği eserlerini araştırmaya başlayın. O eserlerle hal lisanı ile konuştuğunuzu düşünün. Onların en küçüğünden en büyüğüne kadar:" Sen kimin eserisin ? " diye sorduğunuz vakit alacağınız cevap "Ben Allah'ın eseriyim. " olacaktır.

Ali Ulusal
Ali Ulusal

Prof. Dr. Hikmet Tanyu’nun “Yahudiler ve Türkler” adlı ünlü eserinin 440. Sayfasında aynen şöyle denilmektedir:
“Türkiye’de: Nazım Hikmet bir adli hataya kurban gitmiştir veya nazım bir vatan haini değil, bir vatan şairidir” diyenlere bir sual sorsanız ve deseniz ki Nazım Hikmet Lenin için yazdıklarının onda bir kadarını bir Türk büyüğü için yazmış

mıdır, yazabilmiş midir?
Elbette “-Evet-” diyemeyeceklerdir.
Kaldı ki nazım hikmet bütün ömrü boyunca bu vatanı Moskovaya satmak, bu yurdu kızıl bir kıyamete sokmak için çalışmış; şiirleri, piyesleri, çeşitli yazıları ile Türk Milletinin en küçüğünden en büyüğüne kadar herkese küfretmiştir.
Hatta 19 yaşında Moskova’ya kaçtıktan iki yıl

sonra Moskova sefirimizin kendisini çağınp;
“- Türkiye’ye bir an önce dönmelisin, memleket senden vazife bekliyor. Öğretmen olarak Türk çocuklarına hizmet vereceksin, senden bunu bekliyoruz.” Dediği zaman nazım hikmetin sefire verdiği cevap şu olmuştur.
Ben Rusyayı sevdim dönmeyi düşünmüyorum. Hele Türkiye’de otuz Türk çocuğu okutmayı hiç aklımdan

geçirmiyorum.” Olmuştur.
Dünyanın hiçbir yerinde ülkesi insanına, toprağına küfretmiş vatan hainlerinin öldükten sonra bir vatan kahramanı gibi anılmasına rastlanılmamıştır, gariptir...
Türkiye’mizde epeyce bir kısım zevatın ve de basının bir “vatan hainini” bir kahraman mertebesinde görmesine şahit oluyorsunuz! Çok acı., ama gerçek!
Prof. Dr.

Hikmet Tanyu sağ olsaydı “O”na durumu tabii karşılamasını hatırlatır, şunları söylemek isterdim:
Türkiye’de, yalnız nazım hikmet mi vatan hainliği yapmıştır? Başkaları yapmadı mı? Ve hala yapmıyorlar mı? Bunlar elbetteki bir takım gafilleri de taraflarına çekerek birbirini destekleyeceklerdir. Unutma, Atalarımız:
İt iti ısırmaz.”
Demişlerdir.

Ruhun şad olsun muhterem ülkü eri, şanlı büyüğümüz.”

Ali Ulusal
Ali Ulusal

Yoldaş nazım hikmetin ifadesine göre en büyük korkusu Rus Sovyet İmparatorluğunun dağılma tehlikesi ihtimalinin olmasıymış... Ne demeli? Moskov oğlancığı nazım hikmet ne büyük rus idealistiymiş hayret doğrusu.
Prof. Dr. Hikmet Tanyu’nun “Yahudiler ve Türkler” adlı ünlü eserinin 440. Sayfasında aynen şöyle denilmektedir: “Türkiye’de: Nazım Hikmet bir

adli hataya kurban gitmiştir veya nazım bir vatan haini değil, bir vatan şairidir” diyenlere bir sual sorsanız ve deseniz ki Nazım Hikmet Lenin için yazdıklarının onda bir kadarını bir Türk büyüğü için yazmış mıdır, yazabilmiş midir?
Elbette “-Evet-” diyemeyecektir.
Kaldı ki nazım hikmet bütün ömrü boyunca bu vatanı Moskovaya satmak, bu yurdu kızıl

bir kıyamete sokmak için çalışmış; şiirleri, piyesleri, çeşitli yazıları ile Türk Milletinin en küçüğünden en büyüğüne kadar herkese küfretmiştir.

Ali Ulusal
Ali Ulusal

Nazım hikmet bütün ömrü boyunca bu vatanı Moskovaya satmak, bu yurdu kızıl bir kıyamete sokmak için çalışmış; şiirleri, piyesleri, çeşitli yazıları ile Türk Milletinin en küçüğünden en büyüğüne kadar herkese küfretmiştir.
Hatta 19 yaşında Moskova’ya kaçtıktan iki yıl sonra Moskova sefirimizin kendisini çağınp;
“- Türkiye’ye bir an önce

dönmelisin, memleket senden vazife bekliyor. Öğretmen olarak Türk çocuklarına hizmet vereceksin, senden bunu bekliyoruz.” Dediği zaman nazım hikmetin sefire verdiği cevap şu olmuştur.
"-Ben Rusyayı sevdim dönmeyi düşünmüyorum. Hele Türkiye’de otuz Türk çocuğu okutmayı hiç aklımdan geçirmiyorum.” Olmuştur.
Dünyanın hiçbir yerinde ülkesi insanına,

toprağına küfretmiş vatan hainlerinin öldükten sonra bir vatan kahramanı gibi anılmasına rastlanılmamıştır, gariptir...