Adige Batur
Adige Batur

Hepsi bir nefesti işte ve anlıyordum ki biri nefes almıyorsa bir başkası ağlamaya başlıyordu...

Aydın Başar
Aydın Başar

Bir sistem temel esaslarını Islam dan alıyorsa o sistem Islamî bir sistemdir, almıyorsa batıl bir sistemdir.

Hikmet Aykan
Hikmet Aykan

Eğer bir şey, içinizden gelmiyorsa, kafanıza yatmıyorsa, ya da ne bileyim mideniz almıyorsa yapmayın. Ben öyle yaptım...

Abdullah Dur
Abdullah Dur

Urnäsch, İsviçre’nin doğusunda Säntis Dağı’nın hemen eteğinde küçük bir köydü. Kış aylarında her yer karlarla kaplanır, zaten yavaş bir tempoyla hareket etmeye alışık olan hayat kendisini biraz daha sakinliğe bırakıp uyuşuk bir hâl alırdı. Bu mevsimde kadınlar boş zamanlarında el örgüsü yaparlar, erkekler de kahvede ucu bucağı olmayan muhabbetlerinden zaman

kalırsa ya ava giderler ya da evlerin veya ahırların onarılması gereken tahtalarını değiştirirlerdi. Bu arada ocak ayının on üçünde kutlanan geleneksel Silvesterklausen bayramı için kendilerine kostüm ve maskeler hazırlarlardı. Bu kostüm ve maskelerin ana maddesi olarak, ormanda buldukları ağaç kabuğundan çam kozalağına, yosundan ota kadar her türlü malzeme

kullanılır, herkes en iyisini, en görkemlisini yapmak için birbiriyle yarışırdı. Maske sahipleri yaptıkları bu maske ve kostümlerle hayal dünyalarını harekete geçirip birbirleriyle yarışa tutuşurlardı. Bu maskeler cin ve şeytanları kovalamak -eskiler böyle söylüyor- ya da birisine söylemek isteyip de yüzünüzün kızarmasından korktuğunuz anlarda içinizden geçenleri

sevdiğinize ya da nefret ettiğiniz birine söylemek için pratik bir yoldu. Erkeklerin bir kısmı kışın köy kahvesindeki sobanın başına
toplanıp akla gelebilecek her şeyi konuşurlardı. Aralarındaki bazı köylülerin çorbaya katacak unları bile olmamasına rağmen, yüzlerinde her zaman sevecen, hayatlarından memnun bir gülümseme hiç eksik olmazdı. Birçoğunun cebinde

içtiği içkiyi ödeyecek parası olmasa da kahveci Jörg Müller kalın kapaklı buruşuk defterini çıkarıp, parası olmayan müşterilerinin içtiklerini oraya not eder, bunu yaparken müşterisinin gözlerinin içine dikkatlice bakıp çoğu zaman “Sevgili İsa neden hep kafası ve cepleri boş olanlar benim kahveme geliyor,” diye söylenirdi. Bunu söylerken parasız müşterileri ile

alay etmek mi yoksa tanrıya bir şikâyette bulunmak mı istediğini anlamak zordu. Eğer müşterilerinden kredi limitlerini aşan olursa onları kibarca uyarıp susadıklarında dışarı çıkıp kar yalamalarını tavsiye ederdi. Böyle anlarda müşterilerden biri kredisi dolan köylüye dönüp eğer kar yalamaktan zevk almıyorsa kahveci Jörg Müller’in kıçını yalamanın daha

faydalı olacağını söyler, ortalığı çoğu zaman gürültülü bir gülme fırtınası kaplardı

Steve Harvey
Steve Harvey

Eğer sizinle çıkarken tek eşli değilse ,aynı anda başkalarıyla da çıkıyorsa ve kalbinde ahlaki olarak doğru olanı yapmak yer almıyorsa , evlendiğinizde ne değişecek ? Törenden sonra değişen tek şey , sol elinizin dördüncü parmağında artık bir yüzük olmasıdır. Ya geri kalan her şey ? Aynı kalır.