Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Hocalık garip şey... İnsan ne kadar bu meslekten kaçmak isterse istesin, ayrıldıktan sonra talebelerine ait hatıraların tesirinden kendini kurtaramıyor...

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Hocalık garip şey... İnsan ne kadar bu meslekten kaçmak isterse istesin, ayrıldıktan sonra talebelerine ait hatıraların tesirinden kendini kurtaramıyor...

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

İslam'ın yetmişinci senelerinde bir hoca talebelerine okuma yazma ve başka dersler öğretirken, öğrencilerin olduğu salon o kadar büyükmüş ki, katır ve eşeğin sırtında dolaşarak onlarla ilgilenebiliyormuş.

Yusuf Ekinci
Yusuf Ekinci

Ahmed Yesevî hazretleri vakitlerini üçe ayırırdı. Günün büyük bölümünde ibâdet ve zikirle meşgûl olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü bölümünde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı.

Neda Armaner 
Neda Armaner 

Dindarlık, ancak nur talebesi olmakla mümkün gösterilir ve nur talebelerinin AlIah'ın yegane sevgili kulları olduğuna dair hikayeler uydurulur (sf. 123-139). Nurculuğu bırakanlar tehdit edilir (Sunuhat-ı Bediüzzaman s. 206). Nur talebelerine ilişenlerin vatan ve millet haini olduklarının ilan edilmesi ayrıca tehditler savrulmasıyla da gizli bir teşkilatın taktiğine

başvurulmaktadır (Risale-i Nur, Sönmez, sf. 3).

Hüküm Dergisi
Hüküm Dergisi

Kadir Mısıroğlu derdi ki, "Ben fesi Kemalist olmadığıma dair bir tabela makamında taşıyorum. Ben Kemalist değilim. Olmayada mecbur değilim." Bu yüzden muhterem Mahmud Efendi'nin talebelerine dair şunları söylerdi, "Sizin hiçbir hasenatınız olmasa, şu sarığınızla, şalvarınızla, çarşafınızla Türkiye'nin kemalist görüntüsünü bozuyorsunuz ya işte bu fazilet

ahirette inşallah size kâfi gelir"..

Necdet Tosun
Necdet Tosun

Ahmed Yesevî vakitlerini üçe ayırırdı. Günün büyük bölümünde ibâdet ve zikirler meşgul olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü bölümünde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı.

İsmail Kaya
İsmail Kaya

Hocalarına hürmeti kadar talebelerine sevgisi de pek çoktu. (..........)
Talebelerine: "Sizler kalbimin sevinci, kederimin cilasısınız" derdi.

Kazım Güleçyüz
Kazım Güleçyüz

Bediüzzaman Hazretleri Nur Talebelerine "Risale-i Nur kâfidir" diyor. Zübeyir Gündüzalp de "Risale-i Nur'da herşey var" diyerek aynı manayı ifade ediyor, ama insanın sathî nazarla baktığında göremediğini söylüyor.

Gerçekten Risale-i Nur adeta ucu bucağı belli olmayan, derinliği de ölçülemeyen bir derya.