Oğuz Atay
Oğuz Atay

"Neden bazı insanlar, bazı şeyleri hiç bilmiyorlar?
Duysalar, dinleseler, hatta karşılarında görseler bile bilmiyorlar..."

Oğuz Atay
Oğuz Atay

Neden bazı insanlar, bazı şeyleri hiç bilmiyorlar? Duysalar, dinleseler, hatta karşılarında görseler bile bilmiyorlar.

İsmet Özel
İsmet Özel

İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. Bu yüzden taraflar ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek ve bilakis dengeyi ve eşitliği karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır. Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi.Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında

görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilen bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usûle bağlamış olsalardı, her usûlsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı, o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli

şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi, o şartlara hâkimiyetle gönüllere hâkimiyet mümkün olurdu. Hâlbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.

İsmet Özel
İsmet Özel

Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile.

İsmet Özel
İsmet Özel

Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. 

Abdurrahman Cerrahoğlu
Abdurrahman Cerrahoğlu

Acem, Bizans ve Cengiz mirasını yüklenmiş, ah!ak-ı asliye-i Osmaniyeden sapmıştık. AIlahlık davasına varan müstebit Sultanlar, tıpkı Kayserler gibi yanılmaz, Şehinşahlar gibi karşılarında ağız açılmaz farzediliyordu. Gökten inmiş sayılan Padişah, fiilen Tanrıya üstün tutula gelen bir yaratık saydırdı. Kısacası, kör, yıkıcı, sorumsuz bir istibdat ortalığı

kasıp kavuruyordu.

Philip K. Hitti
Philip K. Hitti

Abd'ur-Rahmân'ın iktidar devrinin sonlarına doğru, «harem» sistemi de dâhil, Endülüs Fâtihlerinin dil, edebiyat, din ve diğer sosyal müesseselerinin tesir ve cazibesi o derece büyük oldu ki fiilen Müslüman dinine girmiş olmamakla beraber şehirlerde yaşayan Hıristiyan ahâlinin çoğu Müslümanvâri bir hayat sürmeye başladılar. San'at, şiir, felsefe ve ilimler alanında

kendilerini bir aşağılık kompleksine kaptırmanın şuuruna varmış ve bu arada karşılarında duran İslam Medeniyetinin parlaklığından gözleri kamaşmış yerli Hıristiyanlar, kısa zaman içinde körü körüne İslamî yaşayış tarz ve biçimini taklit etmeye başladılar.

Francisco Casavella
Francisco Casavella

Güzel kadınların espriden anlamamasına, aptal görünmelerine şaşırmamak lazım. Herkes karşılarında gerzekleşirse onlar aptal olmamayı nasıl öğrensin?