Folklorun anlamı son derece geniş ve kapsamlıdır. Halka ait bütün kadim işaret ve belirtilerden başka özellikle atalar sözü dediğimiz ata yadigarları hikayeler, türküler, deyimler, atasözleri, bilmeceler, batıl inanç ve düşünceler, hurafeler, ahlak ve dilin sayısız kullanım biçimlerini kapsamı içine almaktadır.
"Biz gökleri,yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun,diye yaratmadık.
Eğer dileseydik,bunu yapacak olsaydık,şanımıza uygun şekilde yapardık;ama yapmayız.
Gerçeği batılın başına çarparız ve onun beynini parçalar;böylece batıl ortadan kalkar.Allah'a yakıştırdığınız vasıflardan ötürü yazıklar olsun size!
Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur.Katında
olanlar O'na kulluk etmekten çekinmez ve usanmazlar.
Gece ve gündüz,bıkmadan tesbih ederler.
Yeryüzünde edindikleri tanrılar mı onlar mı ölüleri diriltecekler?
O ikisinde(yerde ve gökte)Allah'tan başka ilahlar olsaydı onlar bozulurlardı,çünkü iki ilah olsaydı (göklerin ve yerin yaratılması ve bugünkü devam eden nizamı mümkün olmazdı.)Arşın sahibi olan
Allah(müşriklerin O'nu)vasıflandırdıkları(bütün noksanlardan)münezzehtir."
İlk insanların yeryüzüne gelişine, batıl inançları karşılamaya, yeni işin doğuşunu, yeni bilgeliği selamlamaya, şeytanların ve zorbaların kaçışını izlemeye dağlardan, plajlardan daha öteye gideceğiz. Coğrafya bile rengini değiştirecek. Ağaç daha yeşil olacak, kuş her zamankinden daha hızlı uçacak, nehirler daha çok coşkulu, tepeler daha görkemli, kadınlar
daha çok göz kamaştırıcı olacak. Ve erkekler daha çocuksu; kimse unutkanlık nasıl bir şeydi hatırlamayacak. Ne kin tükürmeye zaman olacak ne de aşk, iş ve şiir için birleşmiş ellerin, ayın doğduğu günler olacak. Ne açılamayacak kitaplar ne de gün ışıdığında söylenmesi yasaklanan şarkılar olacak. Ne rüyalardaki öpülmeyen dudaklar ne de insanların yarattığı
tanrılar olacak. İşte böyle, beraber iç dünyamıza doğru gidecegiz. Kucaklaşmalardan, kokulardan, müzikten sarhoş olacağız. Samimi bir vatan ve büyük bayrak gibi diğerlerinin, ışığında sakin ve her yere uzanmış. yeryüzü sahiplerinden, jandarmalardan uzak, sınırları olmayan büyük bir toprak parçası olacak. Yıldızlarla birleşip, akıp giden bir nehir olacak. Hayat
gibi dayanıklı, umudun kaynağı, günün ışımasıyla içimizde doğan endişe, bizi kaplayıp bir araya getirecek. Bu korkusuzluk, isteklilik, bizi yokluktan uzaklaştırıp yavaş yavaş bizim olacak, hayatın izinde hafızamıza doğru ilerleyecek.
Uyanamıyorum, doğrular eğri, güzeller çirkin, batıl Hak olmuştu. Boğuluyordu zaman...
İnsanın bünyesi savaş alanı gibidir. Hak ve batıl mücadelesinin verildiği bir alan...
Atatürk'ten sonra dini eğitimin kesintiye uğramasıyla, aydınlar dini çalışmalara yönelmemiş, adeta onu görmezlikten gelmişler, halk ise gerçek dinle alakası olmayan batıl inançlar batağına saplanmıştır.
Batıl inançları benimseyen kişi, artık akla uygun nitelikleri düşünmekten korkan bir kişidir. Çünkü her batıl inanç, aklın önüne günahları koyar. Bu yüzdendir ki, hurafelere inanmış adamın ne aklı, ne de vicdanı artık özgür değildir.