Önceleri adalet diye baktığı şeylerin birer tören ve gösterişten ibaret olduğunu ve asıl iyiliğe yalnız ahlak tartışmalarında veya akıllı nasihatlerde rastlanabildiğini, namuslu olabilmek için başkalarının namusuna dil uzatmanın, kirlenmeden yükselebilmek için temiz alınlara basarak çıkmanın yeterli olduğunu ve daha buna benzer birçok şeyi gördükçe
şaşkınlığı büsbütün artıyordu. Fakat o, böylece ahmaklık ve zavallı isimli varlıklarla, bunların çocukları, “küstahlık” ve “yalan” adlı iki zavallıyı daha tanımış oldu.
Evde meram anlatmaya asla imkân olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik insanı dış hayatta da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür.
Değişen hiçbir şey değil, sadece kendi görüşüydü...
Evvelce fazilet diye baktığı şeylerin birer merasim ve gösterişten ibaret olduğunu ve asıl iyiliğe yalnız ahlak münakaşalarında veya akıllı nasihatlarda rastlanabildiğini, namuslu olabilmek için başkalarının namusuna dil uzatmanın, kirlenmeden yükselebilmek için temiz alınlara basarak çıkmanın yeter
olduğunu ve buna benzer birçok şeyleri gördükçe şaşkınlığı büsbütün artıyordu...
Oysa iç ahlâkla dış ahlâk arasındaki mesafenin büyümesi ahlâksızlığın ta kendisidir.
.
MURAT MENTEŞ: Sizce toplum tam anlamıyla ne zaman bozulur?
BALZAC: Servet karşısında hukuk ve ahlak zayıf düştüğünde.
.
Bana kalırsa camide vaaz eden din adamlarımızın müfredatına namaz, oruç kadar insan hayatına, cemiyetin hayatına etki eden unsurları da dahil etmek gerekir. Din adamı televizyonlarda, camilerde mütemadiyen bu tip problemlerin, ahlak ve zaman problemlerinin üzerinde durmalı.
Bana kalırsa camide vaaz eden din adamlarımızın müfredatına namaz , oruç kadar insan hayatına, cemiyet hayatına etki eden unsurları da dahil etmek gerekir. Din adamı televizyonlarda, camilerde mütemadiyen bu tip problemlerin, ahlak ve zaman problemlerinin üzerinde durmalı.