Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

yalnızlığın mağaralarında
kan, esrar ve afyon kokuları yayarak
beyhudelik geldi dünyaya

Jin Jie
Jin Jie

Çin, 1840'taki Afyon Savaşı'nın arkasından, emperyalizme ve feodalizme karşı bir dizi devrim geçirdi. Dönemin müzük kültürü, demokrasiyi ve bilimi savunma özelliğinin yanında, Avrupa'dan gelen Batı müziğiyle geleneksel müziği kaynaştırdı.

Samet Saydam
Samet Saydam

İş adamı, turizmci, yazar, İHA pilotu, senarist, oyuncu. 3 Ekim 2000 tarihinde Antalya / Manavgat'ta doğdu. Ailevi nedenlerden ötürü farklı şehirlerde yaşamak zorunda kaldı. Öğrenim hayatını ekonomik nedenlerle tamamlayamadı. İş hayatına atılarak turizm sektöründe faaliyet göstermeye başladı.

Öğrencilik yıllarından itibaren bir süre sporla ilgilendi.

2014-2015 Türkiye Bisiklet Turnuvasına katıldı. 2016-2017 yılında Afyon bisiklet yarışlarında başarılı bir sonuç aldı. Bir yandan bisiklet sporuna zaman ayırırken, bir yandan da Mersin İdman Yurdu takımının altyapısında futbol oynadı. 2016 yılında ilk vücut geliştirme antrenörlük belgesini aldı.

Bazı illerde çekilen kısa metrajlı film ve uzun metrajlı

dizilerde metin yazarlığı ve senaryo yazarlığı yanı sıra İHA pilotluğu yapıyor, küçük çaplı internet dizi ve filmlerine cinematrix geçişler sağlıyor.

Samet Saydam, yazmayı ve anlatmayı çok sevdiği için sonraki yıllarda zamanını ağırlıklı olarak yazmaya ayırdı. Bu çabasının sonucu olarak 2019 yılında ilk kitabı "Gizli Saklı"yı tamamlayıp

yayımladı

Saydam’ın ikinci kitabı 2020 yılında “Bitmeyen Öykü" adıyla yayımlandı. Ayrıca, birçok online sitede yazıları yayımlanıyor. Yeniden - Yok Oluş adlı yeni kitabı 2021’de yayımlanacak.

İbnü’s-Serrâc
İbnü’s-Serrâc

Müvelleh

... İmam Cafer-î Sâdık tarafından ruhun menzilinin en yükseği olarak işaret edilen “ valeh “ terimi sevgiyi ifade eder.
Müvelleh ise, cemalullahı seyrederken benliğinden sıyrılan, aşk ve üzüntüden aklını yitiren, mecnun olan kişidir.
Müvelleh vasfinı taşıyan sufilerin genellikle Şam bölgesinde yaşadıkları ifade edilmekle birlikte

Mısır, Horasan Anadolu ve Hindistan gibi bölgelerde de yaşamışlardır.
Bu kavramın Anadolu’da ki karşılığı “ abdâl “ terimidir.
Ayrıca Kalenderi, Haydari ve Cavlaki dervişleri de müvellehin geniş anlamı içinde kendine yer bulmuştur.
Müvelleh esasen toplumun bilinen hayat tarzına karşı bir protesto ve muhalif yaklaşımı temsil eder.Çünkü bu

sıfatla anılan dervişler genellikle namaz kılmayan, oruç tutmayan, vech halinde ateşe giren uzun süre su içinde kalabilen, afyon kullanan metruk bakımsız yerlerde yaşayan yarı çıplak insanlar olarak tasvir edilmektedir.

Rahmi Akbaş
Rahmi Akbaş

Bu sırada Afyon Cephesi'nde düşmanın bozulduğu haberleri geliyor,Eskişehir tarafından, bizim bulunduğumuz yere kadar top sesleri yükseliyordu. Yunan ise bizim bulunduğumuz tarafta da bozulmuş, köylere kurduğu karakolları terk ederek ya Söğüt'e doğru ya da Bilecik'e doğru çekiliyordu.

U. Rıfat Karlova
U. Rıfat Karlova

İngiltere'nin Hindistan üzerinden Çin'e sokmaya başladığı uyuşturucu özelliği olan afyon bitkisi, kısa zaman içerisinde tüm güney Çin'de tüketilmeye başlanarak Çin toplumunun 19. yüzyıldaki en büyük düşmanı hâline dönüşmüştür. İngilizlerin daha çok para kazanmak uğruna her türlü yasak ve kanunlara rağmen vazgeçmedikleri bu ticaret, İngiltere'nin Çin

karşısında açık veren ekonomisini batmaktan kurtarmıştır.

Lamii Çelebi
Lamii Çelebi

Bir köye sahtekar bir vaiz gelir.Vaazda kendini över, afyonun kötülük ve zararlarından bahsederdi.Bunu kullananın akıl sermayesi tükenir vs. diye kötüler.Fakat kendisi ne zaman yalnız kalsa o ottan otlardı.Yine bir gün koynunda biraz sarmıştı.Elini sallayarak konuşurken sakladığı afyon yeninden sıçrayıp halkın önüne düşer.Halk merakla ne diye sorar.Sahtekar Vaiz:

İşte bahsettiğim şey o mel'undu, önünüze vardı.İşte ben attım, siz de atınız! der
Nasihat iderüz der halka lillâh
Girip şevk ile valizler beyana
Hemin dam eyleyüp dünyaya văzı
Saçarlar mekr ü efsun ile dane
Çü kavli bunların fi'line uymaz
Ne itsün eser halk-ı cihana
Nasihat sen sana vir Lami'i var
Nedür bu kîl kăl-i sofiyane

Var ise kendü nakdünden haber vir
Elün malını saymaktan sana ne

Onur Gezer
Onur Gezer

Bengi ketm eyleyemez esrarın
Şire- keş tatlu sanur güftarın

Sana haşa benzetem afyon u bengin neş'esin
Anların dahi hususa keyfini kem bulmadım,

Beng-i sevdayı çekip dalma hayal-i hama
Salma kalyon-ı dimağın kuru girdaba sakın

Cüneyt Tanur
Cüneyt Tanur

Tanzim atışlarını tamamlayan Türk topçuları, son düzeltmeleri yapıp onlarca topu hedefe doğru birbiri ardına ateşlediğinde, tepelerin üzerine dizilen askerler sevinç naraları atmaya başladı. Hasret kaldıkları bir manzaraydı bu. Yıllardır savunma savaşı yapan Türk ordusu; ilk defa bu denli büyük bir taarruza kalkışıyordu. İlk defa bu kadar çok top bir arada

ateşleniyordu. Topların dehşetli gümbürtüsü Afyon ovasını çınlatıyor, havayı yararak, toprağı zangırdatarak Türk askerlerinin üzerinden geçen top mermileri, askerlerin içini titretip, Yunan mevzileri üzerinde infilak ediyordu.

Nuray Okumuş
Nuray Okumuş

Osmanlı İmparatorluğu dönemindeyse İstanbul’da afyon ve esrar kullanımının yaygın olduğunu, 1611-1682 yılları arasında yaşayan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden öğrenmekteyiz. O dönemde İstanbul’da 'Esnafı Benkçiyan” denilen, esrar yapan ve satan esnafın bulunduğu, ayrıca afyonun da serbest alınıp satıldığı yazılıdır.