.
MURAT MENTEŞ: Kadına yapılan kötülüğün bedeli ödeniyor, öyle mi?
ARTHUR CONAN DOYLE: Değil mi? Acem atasözü vardır; "Kadının hayallerini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almak kadar tehlikelidir."
.
Timur, İran seferleri sırasında bir gün Tos'a uğradı. Acem şairi Firdevsi'nin kabrini görmek istedi. Devlet erkanıyla oraya gitti. Ve aşağı yukarı şöyle bir hitabede bulundu:
"Ey Firdevsi! Sen Şehname'nde milletinin, Türkler üzerine kazandığı galebelerle övündün. Kalk gör, bugün İran topraklarıyla beraber mezarın Türk kahramanlarının (bazı kaynaklarda Türk
oğlu) ayağı altındadır!"
Rus Çarı II. Aleksandr, Fuat Paşa ile görüşürken giyimine bakar, sonra: "Redingot giymişsiniz. Demek Batılılaşıyorsunuz." der.
Fuat Paşa ona: " Merak etmeyin majesteleri, içimde Acem donu var." karşılığını verir.
Hislenir
bileklerimde akan zaman.
Kemirir idamları, sataşırcasına damlalar.
İkindiler koşturur sisli, durağan…
Hayallerin recmidir,
hasretini çekmediğin özlemler.
Rüyaların tükenişidir,
uğramadığın göklü perdeler.
Barış güvercinleridir uçuşan,
bakışlarından taşan hüzünlü hatıralar.
Bebeksi ağıtlar
ardında menekşeler düşerken
toprağın kabulüne,
yeminler satılır Acem pazarında,
umut yüklü urganlarda yıkılırcasına.
Söner
ötelerden gelen ölümle düşen vazgeçişlerin
umulmaz feryatları.
Tutulur noksanlara.
"Lâle Devri'nde çeşitli paşaların ve devlet adamlarının inşa ettirdiği 173 adet kasır ile birlikte Sadabad Sarayı isimli yapı da inşa edilir. Batı'dan etkilenen bir mimari ve Acem tarzı bahçe düzenlemelerini barındıran yapı 1722 yılının Ağustos ayında, sadece 64 günde inşa edilir."
Sünnet eskiden beri Zenciler ve Sami uluslarda yaygın olan bir adettir. Bu bereket tanrılarına bir çeşit kurban sayılırdı. Zenciler ve Samiler hem kızları hem erkekleri sünnet ederlerdi. Kızlarda klitoris derisinin ucunu, erkeklerde de sünnet derisinin ucunu keserlerdi.
Hristiyanlık, kökeni Zerdüştilikte görülen vaftizi kabullenerek bu sami sünnet adetini reddetti;
ancak İslâmiyet Hz. İbrahim'in güya izinden yürüdüğünü sanarak her iki cins için de sami sünnet adetini sürdürdü.
Ortaçağ'da her iki cinsin de sünnet edilmesi yalnız iyice samileşmiş olan Suriye, Mısır, Afrika ve Mezopotamya'da görülmekteydi.
Uzun zaman İran ve başka acem ülkeleri bu âdete direndiler ve sonunda yalnız erkekler için onu kabul
ettiler.
Bununla birlikte çocuklarını doğumlarının yedinci günü sünnet ettiren Yahudiler'e benzememek için bu işi mümkün olduğu kadar ileriye, çok kez yedi sekiz yaşına kadar bıraktılar.