Şahikalara tırmanmak çok yorucu ama böyle yorgunlukları göze almadan, ne islamiyeti kavrayabiliriz ne islamın dünya görüşünü.
"Fatiha'yı namazın her rekatında okumak vaciptir. İslamın kurallarını eksiksiz yerine getirmek isteyen kişi, günde en az 40 kez Fatiha'yı okumak zorundadır. Sadece farz olan namazlarda, günde en az 17 kez okunması gereklidir. Şöyle küçük bir hesapla, yılda 14.600 kez, 15 yılda 230.000 kez tekrarlanır. Fakat, yine o Fatiha'nın Türkçesi bilinmez."
Usdul-ğabə kitabında belə yazılıb:
"Xədicə İslamın həqiqi köməkçisi olub və o, Peyğəmbərin qəlbinin sakitlik və aramlıq amili sayılırdı"
“Bu ayə üzərində bir qədər düşün: “Mömin kişilərə de ki, gözlərini haram edilmiş şeylərdən çevirsinlər". Bundan sonra isə deyir: “Mömin qadınlara da de ki, gözlərini haram edilmiş şeylərdən çevirsinlər". Əgər islamın göstəriş verdiyi örtünmə qadını həyatdan təcrid etmək üçün olsa idi, onda gözü çevirməklə bağlı göstəriş nə üçün
idi?! Demək, kişinin baxışlarını kontrol etməsi yanında qadın olmasının mümkünlüyünü çatdırır. Həmçinin qadının da baxışlarını kontrol etməsi yanında kişi olmasının mümkünlüyünü göstərir.”
" Bana izdirap veren yalnız İslamın maruz kaldığı tehlikelerdir " diye söze başladı Bediuzzaman. " eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor... "
" Bana izdirap veren yalnız İslamın maruz kaldığı tehlikelerdir " diye söze başladı Bediuzzaman. " eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor... "
Kürtçe Hint-Avrupa dil grubuna dahildir ve 4 temel lehçeden oluşmaktadır.En büyük bölümü Kurmanci lehçesidir. Özellikle, Kuzey Kürdistan ve Merkezi Kürdistan’da (buna Güney Kürdistan’ın bir bölümü de dahildir.) Kurmanci lehçesi egemendir. Bu genel Kürt nüfusunun % 70’ini kapsamaktadır.Sorani lehçesi; Güney Kürdistan’da (Irak parçasında), bugün yaklaşık,
3,5 milyondan fazla nüfus Soranca konuşmaktadır. Gorani lehçesi ise, Kürdistan’m Irak-İran sınırına yakın yerleşim bölgesinde yaklaşık 2 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Zazaki lehçesi ise, özellikle Kuzey Kürdistan’da (Türkiye parçasında) dört milyondan fazla kişi tarafından konuşulmaktadır.
Kürtler, geleneksel olarak Zerdüşt dinine
bağlıdırlar. Bu din İslamın ortaya çıkmasından sonra İslama kayarak sınırlanmıştır. Kürtlerin bugün çoğunluğu müslümandır. Bu da mezheplere ayrılmıştır. % 75’i Sünni, % 15’i Alevi, % 5’i Şii ve geriye kalanlar ise Yezidi (Zerdüşt), Hıristiyan ve diğerlerinden oluşmaktadır. Genel çizgiler ile diyebiliriz ki, Kürtler arasında ulusal ideoloji, dini
görüş ve tarikatlara göre daha etkin ve geçerlidir.
Osmanlı Devletinin Gayrimüslimlerle ilgili tutumunda Türk Devlet geleneği ve daha önceki Müslüman idarecilerin uygulamaları esas alınmıştır. Bu uygulamalarda mutlaka Islami referansa yer verilmiştir. Osmanlı uygulamalarını anlayabilmek için İslamın Gayrimüslimlerle ilgili tutumunu bilmek gerekir.
Arap milliyetçileri dini sadece emellere ulaşmak için bir vasıta olarak görmüşlerdir. Yani dini Arap fikri emellerine hizmet ettiği sürece kullanmışlardır. Hatta bazen Araplığı İslamın dışında ve hatta üstünde görmeye ve İslam öncesi devreyi ön plana almaya çalışmışlardır.
Şerif Hüseyin, Mc Mahon'la yaptığı gizli mektuplaşmalarında da Hiristiyan ve
Müslüman Araplar arasında hiçbir fark olmadığını, bu iki dine mensup insanların aynı soy ve ecdattan geldiğini gururla ifade etmiştir.