Aşk... Ölçüsü olmaz ya, varsa da ölçüsü, neler yapabildiğin değil, neler yapabilmediğindir...
Aşk, diyorsun. Ölçüsü olmaz ya, varsa da ölçüsü, neler yapabildiğin değil, neler yapabilmediğindir.
Aşk, diyorsun. Ölçüsü olmaz ya, varsa da ölçüsü, neler yapabildiğin değil, neler yapabilmediğindir.
Aşk aşk, diyorsun. Aşk adına yapıp yapabileceğin, olup da biteceğin bu mu senin?
Oğul, dedi, senin keşfettiğini ben çoktan eskitmişim. Aşkı bana mı öğretiyorsun?
Aşk diyorsun. Ölçüsü olmaz ya, varsa da ölçüsü, neler yapabildiğin değil, neler yapabilmediğindir.
MURAT MENTEŞ: Birinin bize iyi gözle baktığını nasıl anlarız?
THEODOR ADORNO: Hımmm... Bir kişinin bize karşı iyi niyet besleyip beslemediğinin şaşmaz bir ölçüsü vardır: Bizimle ilgili zalim ve düşmanca sözleri bize nasıl aktardığı.
"Burası bir uçurumun kenarı... "Ölmek nasıl bir şey?"diye tekrarlıyorum içimden.Dedikleri kadar jilet kesiği gibi kesiyor mu acıları? Mesela, ne kadar bir şiddetten sonra hafifler insan? Biliyor musunuz ?
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın en doruktaki bir acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?
"Acı" diyorum, acı hani?
Şimdi, hangi inanç geri çevirecek içimdeki intihar isteğini? Nasıl bir umut erteleyebilir ecele beni? Beni kandıracak bir söz var mıdır bu dakikadan sonra ve hâlâ? Varsa söyleyin.
Gelecekse beklerim.
Ama kandırmayın beni.
Vicdanımın en orta yeri acıyor. Size de arada bir olur mu böyle? “Acaba” diyorum; bu ince çizgide nefes aldınız mı hiç? Ben çoktandır alıyorum, şimdi bile…
Üst üste hem de bin kere tekrar ederek ve katlayarak çoğaltıyorum içimdeki sancıyı.
Burası bir uçurum kenarı… Metrelerce yukarıdan aşağı doğru bomboş gözlerle bakılan bir yer. Ne kadar da
özgürlük kokuyor ah! Sonrasında kanatlarım varmış gibi bir hisse kapılıyorum. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum aslında. “Ölmek nasıl bir şey?” diye tekrarlıyorum içimden. Dedikleri kadar jilet kesiği gibi kesiyor mu acıları? Mesela, ne kadar bir şiddetten sonra hafifler insan? Biliyor musunuz?
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın, en doruktaki bir
acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?
“Acı” diyorum, acı hani?
Yaktığı yerden bir cerahat gibi akıp gider mi ya da hiç gitmez mi? Merak ediyorum sahiden. Şimdi, hangi inanç geri çevirecek içimdeki intihar isteğini? Nasıl bir umut erteleyebilir ecele beni? Beni kandıracak bir söz var mıdır bu dakikadan sonra ve hâlâ? Varsa
söyleyin.
Gelecekse beklerim.
Ama kandırmayın beni.
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın, en doruktaki bir acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?