Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Hayat iki kısımdan oluşuyordu:
1-Çocukluğunda koşanlar
2-Çocukluğundan koşanlar

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Ne kaldıysa iyi niyetten
Beceremedin
Yaşamayı
Ki dünya dardır insana
İnsan yalnız kendi var sanırsa
Ki dünya dardır
Yaradır
Sıyrılmaz kibrinden çürüyen ruhlara
Yaramaz.

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Ben bir şiirin yarım kalan cümlesiyim,
Bilmiyordum beni tamamlayanın sen olduğunu.
Çünkü bu kadar büyük sancı çekerken şair,
Hiçbir cümleyi sana denk görmüyordum.

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Seni sevmek çocuk işiydi.
Ama seni sevmeye bir çocuğun aklı yetmezdi.
Seni sevmek tüm rastlantıları yok sayıp,
Sadece bir nedene bağlı kalmaktı.
Seni sevmek hiç akıl sır işi değildi.

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Ateşe vermeli sevmeyi bilmeyenlerin yüreğini
Akıl defterinden bir terazi kurulmalı kalplere
Ben doğru tercihler yapmayı öğrenmeliyim.
Sol yanımdaki bu sızıyı yok etmeli birileri
Gitmekle kalmak arasında sıkışmamalıyım
Kimsenin ikinci tercihi de olmamalıyım artık
Affedin, bu yaşanmaz dünya da fazla bile kaldım.

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Ahmet abi! Kusura bakma,
Abi diyorum ama ben de yazabilir miyim sana?
Biraz istasyonlar gibiyim biraz memleket gibi
Benimse gelmiyor içimden konuşmak
Ne çok ihtiyaç sahibiyim oysa ne kalabalığım
Eksiliyor abi; eksilmesin dedikçe penceremden...
Yıkıyorum köprüleri, yakıyorum gemileri de
Kuyudan çıkamıyorsam bu Yusuf ol'a'mayışımdan mıdır?

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Kendimden emin attığım her adımda takılıp düşüyorum, sakarlığım değil ama takıldığım yanlışlar benim çocukluğum diyorum kendime.

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Okul sıralarından, amfilere taşıdım kitaplarımı,
Şehir kütüphanelerinde öğrendim Dostoyevski' yi.
Bir tek sözümde durmamayı öğrenemedim,
Bir de bırakıp gidenlerin yasını tutmamayı

Yeni Dalga Dergisi
Yeni Dalga Dergisi

Yağmur kokulu gecelerin,
Buğulu camlarına çizerdik çöp adamlarını,
Soğukluğu sıcak gelirdi insana,
Sesi huzur verirdi
mandalina kokulu sobaların,
Yine de vazgeçemezdik
yorgan altlarından,
Sokak başından duyulurdu akşamın sohbetleri ,
Silgi kokulu sokaklarında saklanır,
Sobelerdik zamanı,
yaramaz bir çocuğun

gözyaşlarıyla sulardık çimenleri,
Salçalı ekmek yeterli gelirdi karın tokluğuna,
Mevsimi mühim değildi çocukluğumuzun.

Mazlum Cengiz