Bireyi kontrol etmek kolaydır. Toplumu, kitleleri kontrol etmek zordur. Modern dünya otorite sağlamak için insanları bireyselleştiriyor.
Foucault, Panaptikon'daki ayrıntılı mekan, faaliyet ve teftiş örgütlenmenin, son iki yüzyılda yaygınlaşan ve kapitalist modernlik deneyimini teşkil eden mikro-fiziksel iktidar biçimlerinin en tipik örneği sayılabileceğini ifade ediyor.
Çerçeveler bir şeyleri düzenler gibi görünür ama aynı zamanda; onların etrafına bir şeyler çizip, bir şeyleri dışlar da.
Çerçeveler bir şeyleri düzenler gibi görünürler ama aynı zamanda onların etrafına sınırlar çizip bir şeyleri dışlarlar da.
Her şeyin kendisinden önce ve sonra gelenlerin izi olarak gerçekleştiği bu dünyada hiçbir şey “asıl” olarak sabitlenmez.
Bir kelimenin doğuşunda ve gelişim aşamalarında, insan zihninin evriminin aşamalarını görmek mümkündü.
Eksik olan şey, bilinç ya da bir talepler repertuarı değil, muktedir olanı bu talepleri dinlemeye zorlayacak etkili bir yoldu.
Tahılın verimliliği/doğurganlığı, dolayısıyla da kadını temsil etmesi söz konusu değildir. Tahılın kendisi verimli/do- ğurgandır, ve hamile kadının karnının şişmesinde kendini tekrarlar. Ne tahıl tanesi ne de kadın, diğerini gösteren bir gösterge değildir; dolayısıyla da hiçbiri öteki tarafından gösterilen asıl, “gerçek” gönderge konumuna sahip değildir.
Fakat ya demokrasiler birer karbon kopya değil de, karbon temellilerse?
Kurum denince, genelde zihnimizde bir bina ya da bir cadde resmi canlanır. Bina bir kurumu temsil eder, görünmez olan “iç yapı”ya görünür bir dış varlık kazandırır.
lbni Haldun’a göre yazmak, yanlış okunmayı ya da yanlış anlaşılmayı göze almak demektir. Yazarının mevcüdiyetinin ötesinde de yaşayabilen kelimeler, artık serbest kalmışlardır. Sürüklenme, değiştirilme, bağlam gözetilmeden okunma ve yeni anlamlar üretme eğilimindedirler.
Doğru yazılmış ve söylenmiş söz (genelde de Kur’an’m sözü), sıradan Mısırlıların hayatındaki belirleyici kaynaklardan biriydi.
Yolun yapımı tamamlandığında “manzara yeni bombalanmış bir şehri andırıyordu.
Genellikle Orta Doğu siyasetinin uluslararası petrol endüstrisinin gücüyle şekillendiği söylenir
