Her ideal, her gaye mutlaka bir gayreti ve fedakarlığı gerekli kılar.
Özellikle hafızlarımızın başarılarını doğru yönetmeye ve onları kibir tehlikesine sürüklememeye dikkat etmeliyiz. Nitekim Efendimiz (s.a.v) ''Allah'ın korudukları dışında, dini ve dünyevi bir hususta parmakla gösterilir olmak kişiye tehlike olarak yeter '' buyurmaktadır.
Kur’an’ı ezberden okumak göğüsten yani içten gelerek bütün benliğiyle okumak anlamına gelir.
Kur’an’ı hıfzetmek yaygın olarak “ezberlemek” diye ifade edilir. Ezber ( )Farsça kökenli den anlamına gelen “ez” ile göğüs anlamına
gelen “ber” kelimelerinden oluşur.[2] Buna göre Kur’an’ı ezberden okumak göğüsten yani içten gelerek bütün benliğiyle okumak anlamına
gelir.
Efendimiz (s.a.s.) bize şu tavsiyede bulunur: “Kur’an’la ahdinizi / sözleşme-
nizi sürekli kılın. Aksi takdirde Kur’an’ın sizi bırakıp gitmesi / Kur’an’ı unutmanız, bağından boşanmış bir devenin kaybolmasından daha hızlı
gerçekleşir.”[48]
Yazının en zarif hatları Kur’an’la vücut bulurken, ses en etkin tınısını Kur’an tilâvetinde yakalamıştır. Kitap en
zirve duruşuna Kur’an tezhibi ve cildinde ulaşmış, akıl anlamın ve ahkâmın peşinde en zevkli ve edepli yolculuğunu Kur’an’ın tefsirinde ve fıkhında gerçekleştirmiştir.
Hafız öğrencilerimizin, sadece sesiyle, tilavetiyle öne çıkanları değil, bilgi birikimi, kişiliği, ahlakı ve hizmetleriyle öne çıkan, model olabilecek hafız ve hocalarımızı da tanımaları mutlaka sağlanmalıdır.
...
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in ifadesiyle "afta hatanın, cezalandırmada hata etmekten daha hayırlı olduğu" unutulmamalıdır.
Tirmizi, Hudud; 2
Dolayısıyla O'nun (sav) insana gösterdiği temel hedef insan olmanın ağırlığı ve layıklığıdır.
“Allahım! Fayda vermeyen bilgiden, kabul edilmeyen amelden, ürpermeyen kalpten, dinlenilmeyen sözden sana sığınıyoruz."
Hafızlığın temeli ve en önemli adımı yüzüne tilâvet aşamasında Kur’an metniyle barışık olmaktır. Kur’an metniyle barışık olmak zor-
lanmadan, şevkle ve akıcı bir şekilde Kur’an’ın tamamını rahatlıkla okuyabilmektir.
.
Bir öğrenciye özellikle de dinini, kitabını öğrenmeye gelen bireye bakış açımızın ne olması gerektiğini Ebu Said el-Hudri (radıyallahu anh) Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den naklen şöyle öğretiyor:
"İnsanlar sizi örnek alıp peşinizden gidecek. Pek çok kişi dinlerini öğrenmek için dünyanın dört bir yanından size gelecek. Yanınıza
geldiklerinde onlara en güzel şekilde muamelede bulunun."
Tirmizi, "İlim", 4; İbn Mace, "Mukaddime" , 22.
.
Hafız Kur'an'ın bütün değerlerini yani hurufunu hududunu hulûkunu hem koruyan hem de davranışlarıyla konuşturan kişilik olarak tanımlanabilir.
Hz. Peygamber (sav) güzel olan ve etrafını güzelleştiren; insanların kendilerine bakıp yolunu bulduğu insan tipini yetiştirmiştir.
Kapasite: Kur’an-ı Kerim’in değişik surelerinden yarım sayfa farklı zaman dilimlerinde adaya ezberlettirilir ve ezberleme süresi kay-
dedilir. Bu şekilde adayın ezber yapma kapasitesi yaklaşık olarak belirlenmiş olur. Hafızlık yapıp yapamayacağı, yapacaksa kaç sayfa ile
hıfza başlayacağı tespit edilir.
• Usûl: Her sayfa dersin hocaya arzı esnasındaki
okuma usulü ile çalışılmalıdır yani ezberleme ile dinletme formatı aynı olmalıdır. Do-
layısıyla ezberleme esnasında kuralsızlıktan ve acelecilikten özellikle sakınılmalıdır.
• Ön Hazırlık: Ayet ayet ezberleme aşamasına geçmeden önce sayfa üç kere dinlenmeli ve belletmene yüzünden okunmalıdır. Bu uy-
gulama ile hatalı ezberleme riski ortadan
kaldırılmış olacaktır.
• Ezberleme: Her sayfa iki bölüme ayrılmalı ve bölümler kendi içerisinde, belli bir sistem dâhilinde ayet ayet ezberlenmelidir.[47]
Ayetlerin parça parça ezberlenmesi ne kadar nitelikli ve kuvvetli olursa sayfanın tamamı ve hafızlık da o kadar nitelikli olur. Bu sebeple
ayetlerin tek tek ezberlenmesi ve bağlanması aşamasında kesinlikle
acele edilmemeli, yorgunluk veya yılgınlık hissedildiğinde çalışmaya
mutlaka ara verilmelidir.
• Dinletme: Yarım sayfa ezberlendikten sonra bu bölüm belletmene veya hocaya dinletilir ve eksikler not alınır.
• Dinlenme: Zekânın sürekli dingin kalmasını sağlamak ve hafız adayının iştiyakını zinde tutmak için bölüm arasında ve sayfanın
tamamlanmasından sonra aday belli bir müddet dinlenmelidir.
sahabi efendilerimiz arasında kardeşlik tesis edilirken kişilik özellikleri dikkate alınmış, birbirini dengeleyecek veya geliştirebilecek özellikteki kişilerin kardeşliğine önem verilmiştir.
Bir Rus seyyah Süleymaniye’de hissettiklerini şöyle ifade eder:
“Bir akşam Süleymaniye’nin içine girdim. Sessizdi, turist yoktu. Birisi Kur'an okuyordu. Avrupa’da da çok büyük mabetler var. Çoğuna gittim.
Mesela İtalya’daki mabetlere de girdim. İçeri girdiğinizde kendinizi ezilmiş ve Tanrı’dan çok uzakta hissediyorsunuz. Ama Sinan’ın camilerin deki
mimari çok farklı, insan o yapı içerisinde, ezilmiş ve baskı altında değil, koruma altında…”
Nazan Bekiroğlu da Köln Katedrali’ndeki
gözlemlerini tasvir ederken şu ifadeleri kullanır: “İnsan burada hiçliğini hissediyor, eziliyor (….) Fakat bulduğu hayat değil ölüm, neşe değil kasvet, ümit değil korku, reca değil ye’s oluyor”