Aşk için yaratılmış bir kadına ulaşabilmenin gururu içindeydi.
Ah bu hatıralar!.. Acaba hatıralar olmasaydı hayat denilen faniliğin bir an kıymeti olur muydu?
- Sevdiğim adam, halen yalnız bir hayalden ibaret. Fakat bilirsiniz ki hayat tesadüflerle doludur. Elbette ki aradığım adamı günün birinde bulacağım.
Sanki yıllardan beri kalbimize işleyen bir aşkla yoğrulmuş gibiyiz.
- Zaman şüphelerini mağlup edecek.
- Sakin gibi görünen hayatta, dedi. Bazen için için seyreden fırtınalar bulunur. Yanılıyor muyum acaba?
Hakikat günün birinde anlaşılmayacak mıydı? Elbette ki anlaşılacaktı.
- Ey aşk!.. Hem yaşatıyorsun, hem de öldürüyorsun.
- Aşk ne güzel şey Katibim.
- Sen aşktan daha güzelsin Nazikeda'm.
Niçin bir saadeti kalın bulutlarla sardın ve aşkın sağanağını yarattın?
(...) Çünkü Nazikeda gösterdiği zaafa rağmen irade sahibidir. Ortak aşka tahammül edemez.
Seven adam, dedi, sevdiğinin arzularına uymasını bilir.
Mehtap berrak, yıldızlar pırıl pırıl... Boğazın akıntısı olmasa deniz gerilmiş bir çarşafa veya buz tabakasına benzeyecek.
Neydi Nazikeda'daki tılsım? Neydi ondaki cazibe ki tesiriyle bütün benliği sarsılıyordu. Ne cevap verebilirdi?
, zorluklar içinde geçen bir hayatta, kocanın ihanetini hazmetmenin güçlüğünü de anlıyordu.
