Sözcükleri eleyip duvara asmak fikri
Ve geceleri erken uyanmak
Uzak afrikada
Bir çocuğun parmak acısıyla aynı
Ne tuhaf
Gittiğin her yerden çabuk dönüyorsun
Yaşamaktan mesela..
Savaşları düşünün mesela
Savaşlar ki
Soğuk kucağı analarınızın
Ve atalarınızın size en büyük mirası
Fakat cenk halinde, düşmanınız
Yüzünüze tükürünce geri durmak neymiş
Ordan bakın hayata
Öfkenizin dinmediği ama
Kılıcınızın indiği yerden.
Ve düşünün
Söz hangi devrin insanına düşer
Günleri birbirine eklemek
Nereye ulaştırır insanı.
"onu biraz da yalnızlık öldürmüştür
tanrı bunu ilk sualde bilmiştir.."
Bir okuldan mezun olanların, mezuniyet gecesinde kitaplarını yaktıklarını gördüm. Kendi felsefelerine göre belki haklıydılar. Çünkü bütün dünya eğitimcilerin şiddetli tenkitlerine rağmen, klasik eğitimi sürdürenler vardır. Talebenin bir diploma alabilmek için çektiği işkence, ezbercilikle tüketilen okul yılları. Suç yakılan kitaplarda değil, ezberciliği metot
edinen uygulamalardadır. Bu genç kafaları boşluğa itip bu boşluğu kendi çıkarlarıyla dolduran ruhsuz programlardan kurtarmak gerekir.
Eğitimin hem olumlu hem de olumsuz yani vardır. Olumlu tarafı; bakmak, büyütmek, geliştirmek, yetiştirmek ve mükemmel ulaştırmaktır. Fakat, insanın iyi bir şahsiyet geliştirmesine engel olmak, önlemek, bozmak gibi olumsuz tarafı da vardır. Bu iyiye kullanılırsa, iki tarafı da olumlu olmuş olur. Zaten eğitimin bir vazifesi de; iyi davranışları kazandırmak için, kötü
etkilerden insanı korumasıdır. İmam-ı Azam, eğitimi; "İnsan şahsiyetini yıkan ve yapan işlerin bilinmesidir." diye tanımlar. Eğitim insanın nelerden kötülük aldığı, nelerden iyi şeyler aldığını göstermelidir. Kötülükleri dışarıda bırakıp iyiyi verirse eğitim görevini yapmış demektir.