İnsanlar, hızla ağaçları kesiyor ve böylelikle hayvanlara yuva olan pek çok orman yok oluyor. Hayvanların kendi hayatlarını, ağaçları ve akarsuları kurtarmak için bir araya gelmesi şart.
Herkes yoktan sorun yaratıyor ve burnunun dibindeki karışıklığı göremiyordu.
"Birden kendimi çok çaresiz ve yitik hissetmeye başladım...Dünyada yapılması gereken çok fazla şey olduğunu biliyorum. Kim bilir benim henüz farkında olmadığım neler neler var. Hepsini yapamayacağımı hissediyorum hatta nereden başlayacağımı bile bilemiyorum."
'Bir taraftan suç işlerken hukuken sorumluluk almaktan nasıl kaçabiliriz?' sorusu insanları düşündürüyordu. Birlik olan insanların pek akıllı olduğu söylenemezdi, bu zalimce fikrin ortaya çıkmasıı için onların içinden bir grup insanın epey kafa yorması gerekmişti. 'Gözlerin kesilmiş olduğu maskeler yapacağız. Maskelerimizi giydiğimizde kendimiz olmayacağız, hep
birlikte bambaşka bir şey olacağız. Maskelerimizi çıkardığımızda yine kendimiz olacağız. Maskelerimizi giydiğimizde yaptığımız her şey şirketler tarafından yapılmıştır ve maskeleri çıkardığımızda bundan sorumlu tutulamayız.' Buradaki fikir, uygun olduğu müddetçe maskeleri giymeyi ve çıkartmayı sürdürmek.
Şimdi siz, belkide bu aptalca fikrin asla
işe yaramayacağını düşünüyorsunuz. Hayvanların ve diğer insanların sahtekarlığa alet edilen maskelerin arkasındaki hakikati göreceğini düşünüyorsunuz. Fakat öyle olmadı, tıpkı Kralın Yeni Kıyafetleri gibi, hiç kimsenin ağzından tek bir söz çıkmadı.
Kötü adamlar maskelerini taktılar. 'Biz şimdi şirketiz' dediler 'hadi biraz para kazanalım!'
İnek düşündü ve yumuşakça möleyerek cevap verdi, "Her şeyin bir zamanı var, doğmanın, ölmenin, geviş getirmenin ve izdiham çıkarmanın!"
Birden kendimi çok çaresiz ve yitik hissetmeye başladım. Dünyada yapılması gereken çok daha fazla şey olduğunu biliyorum. Kim bilir benim henüz farkında olamadığım daha neler neler var. Hepsini yapamayacağımı hissediyorum hatta nereden başlayacağımı bile bilmiyorum!
Eğer elinden hiçbir iş gelmiyorsa, diğerlerinin yaptığı işleri nasıl denetleyebiliyorsun? Ve diğerlerinin elinden iş geliyorsa, neden yaptıkları işleri denetleyebilecek birine ihtiyaç duysunlar ki?
Doğadaki bir şey büyümeye başladığında ne zaman durması gerektiğini bilir. Bir sincap hiçbir zaman bir ayı kadar büyümez. Bir papatya hiçbir zaman bir servi ağacı kadar büyümez. Devasa bir servi ağacı bile sonsuza dek büyümez. Ne zaman duracağını bilir. Doğadaki bir şey kontrolünü kaybetmiş bir şekilde büyüyor ve durmuyorsa o kanser olmuş demektir. Ve kansere
yakalandığında başımıza ne geleceğini hepimiz biliriz. Onunla başa çıkamazsan ölürsün. Şirketler çığrından çıkmış bir kanser gibi, her geçen gün daha da büyüyor.
Dünya bazen çok acımasız olabiliyor, zaman zaman başına gelen her şeyin adaletsiz olduğunu düşünebiliyor ve yaşayan tüm canlıların ölmesi gerektiğine inanabiliyorsun.
Şirket size saldırmaya başladığında, onlar herkestir. Polis, medya, hatta hükümet ve banka. Ama siz şirkete saldırdığınızda onlar hiç kimsedir. Kağıt yığınlarının arkasına saklanırlar, ara ki bulasın. Şirket bu çiftliği istiyorsa alır. Sonuçta hepinizi öldürmeleri gerekiyorsa öldürürler ve medya buna göz yumar, hükümet bunu haklı çıkarır ve bankalar da
bunun maliyetini karşılar, geriye kalan herkes de yardım çağrınızı duymazdan gelir, sonuçta onlar sizin yerinizde değiller.
"Dünya bazen çok acımasız olabiliyor, zaman zaman başına gelen her şeyin adaletsiz olduğunu düşünebiliyor ve yaşayan tüm canlıların ölmesi gerektiğine inanabiliyorsun."
"Hani solun neresi olduğunu bildiğini sanırsın ve arkana döndüğünde bir de bakmışsın ki orası artık sağdır ya..."
Hayır, onlar sadece dibe batan gemilerde denizci, çöken maden ocaklarında madenci, şirketlerin ürünlerini toplarken zehir püskürten tarla işçileriydiler. Fakat felaketler patlak verip de işçiler yaralandığında ya da öldüğünde, şirket sahipleri maskelerini çıkardı ve gözden kayboldular.
Bazı şeyler değişmezken bazıları değişebiliyor. Hayat yeterince zor. Değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirmek, dünyayı daha güzel, daha adil ve daha üretken bir yer haline getirebilmek için beraber çalışmalıyız. Bu kamptaki herkes hayatın gerçeklerini çok iyi bilir ve her birimiz daha iyi bir geleceğin hayalini kurarız.
İnsanların çoğu empati kurmaktan korkarlar; çünkü bunu bireyselliklerinin azalması olarak görürler, ama aslında bu kendilerine bir şey katar, kendilerinden bir şey götürmez. Aşık olmak gibi.
°•İnsanlar, hızla ağaçları kesiyor ve
böylelikle hayvanlara yuva olan
pek çok orman yok oluyor.
Hayvanların kendi hayatlarını,
ağaçları ve akarsuları kurtarmak için
bir araya gelmesi şart.•°