Hüseyin'i zalimler karşısında yalnız bırakan zihniyet, bu gün İsrail yerine Filistinlileri eleştiriyor, yalnız bırakıyor.
"Eğer siz dini ehlinin elinden alırsanız din, zalimin zulmüne destek veren bir üsse dönüşüverir."
Hangi inanca mensup olursa olsun, dünyanın dört bir yanında var olan insaf ve hür vicdan sahipleri için Kerbela'nın her sahnesinde, alınması gereken aşk, ibret, hikmet ve insaniyet dersleri bulunmaktadır.
İnsaf ve vicdan sahibi hiçbir akıl, gönül ve göz yoktur ki, Kerbela'yı anlayıp/idrak ettikten sonra kan ağlayıp matem tutmasın.
Kalbin dili yoktur ve dilin de kalbe tercüman olmaya gücü yetmez bazen. Dilin bir takım kalıpları, ölçüleri ve sınırları vardır. Ama kalbin ölçüsü ve sınırı yoktur. Uçsuz bucaksız bir vaha gibidir.
Zulmün ortadan kaldırılabilmesi için bugün ve her gün Allah Resulü'nün İmam Hüseyin'in ve Kerbela'nın iyi anlaşılıp özümsenmesi gereklidir...
Kerbela'da Âşûra günü aklın ve nefsin bir tek ayak izini bulamazsınız. Orada sırılsıklam bir aşk vardır. Tabi bu aşk, aklın kemal noktasıdır aynı zamanda. Orası aşkın savaş meydanıdır, sıradan aklın ve mantığın alt üst olduğu bir yerdir.
İnsanların İsrail zulmüne lanet okumaları gerekirken, Filistinli kardeşlerimizin yaptığı sözde hatalar için analizler yapılmaktadır. Emperyalistlerin yaptıkları zulümler karşısında durulması gerekirken, zulme uğrayan halkların sözde hatalarını eleştirmek yetiyor onlar için.
Üstat Cevadî Amulî, normal ölüm ile şehadeti anlayabilmemiz için çok hoş bir tespit yaprak şöyle diyor; “Bir ağaç normal olarak Allah’ın sünneti gereği büyür, gelişir ve meyve verir. Meyveler olgunlaşmaya başladığı zaman rengini ve tadını alarak en güzel hâle gelir. Bu meyveleri ya sahibi en güzel zamanında toplar ya da vakti gelince meyve yere düşer ve
çürür. İşte şehit, en güzel zamanda sahibi tarafından dalından alınan meyvedir.