Heidi Hartmann sözleri

Bu evlilikteki eşitsizlikler, çoğu toplumsal görüngü gibi, kazayla olmuş değildir. Pek çok Marksist, en iyi durumda, feminizmin sınıf çelişkisinden daha önemsiz olduğunu, en kötü durumda ise işçi sınıfını böldüğünü iddia ediyor. Bu politik tutum, feminizmi sınıf savaşımına özümleyen bir çözümleme üretir. Üstelik, Marksizmin sermaye karşısındaki

çözümleme gücü cinsiyetçilik konusundaki sınırlarını gözden saklamıştır.

Nasıl Engels özel mülkiyeti kadınların ezilmesine kapitalizmin katkısı olarak görüyorsa, Zaretsky de mahremiyeti öyle görür. Kadınlar, evde soyutlanmış bir biçimde, tek başlarına emek harcadıkları için ezilmektedirler. Zaretsky ve Engels, sanayi-öncesi aileyi ve topluluğu romantikleştirirler -o toplulukta erkekler, kadınlar, erişkinler, çocuklar aile merkezli işletmede

birlikte çalışıyorlardı ve hepsi topluluk yaşamında yer alıyorlardı. Zaretsky’nin insancıl sosyalizmi, aileyi yeniden birleştirecek ve o’ mutlu atölyeyi”yeniden yaratacaktır.

Marksistler, iş gücüne katılmalarının kadınlar ve aileler için eza demek olduğunun farkındaydılar; bu durumda kadınların iki işi oluyordu: ev işi ve ücretli iş. Gene de Marksistlerin asıl vurguladığı şey, kadınların evdeki sürekli tabiiyetlerinden çok, kapitalizmin partiyarkal ilişkileri “erozyon’ a uğratmasının taşıdığı ilerici karakterdi; sosyalizmde ev

işi de kollektifleştirilecekti ve kadınlar çifte yüklerinden kurtulacaklardı.

Kendi dönemlerinde, kadınların acınası durumunun farkında olmalarına karşın, ilk Marksistler, kapitalizmde erkeklerin ve kadınların deneyimleri arasındaki farklar üzerine odaklanmayı başaramadılar. Feminist sorular üzerine odaklanmadılar; kadınlar kadın olarak neden ve nasıl eziliyorlar? Bu nedenle ilk Marksistler erkeklerin, kadınların tabiiyetinin sürekliliğinde yatan

müktesep çıkarlarını fark etmediler.

Erkekler ev işi yapmak zorunda olmamak, karılarının ve kızlarının kendilerine hizmet etmesi, iş gücü pazarında daha iyi yer edinmek gibi avantajlardan yararlandılar. Patriyarkal ilişkiler, ilk Marksistlerin öne sürdüğü gibi kapitalizm tarafından hızla açılan atalardan kalma artıklar olmak bir yana, varlıklarını sürdürdüler ve kapitalizmin yanı sıra, güçlenerek

büyüdüler.

Patriyarka hiyerarşik olsa da ve farklı sınıflardan, ırklardan ya da etnik gruplardan erkeklerin patriyarka içinde farklı yerleri olsa da erkekler aynı zamanda kadınlar üzerindeki egemenlik ilişkilerini paylaşmak bakımından birleşmişlerdir; bu egemenliği sürdürmek için birbirlerine bağımlıdırlar. Hiyerarşiler en azından kısmen “işler” çünkü statükoda müktesep

çıkarlar yaratırlar. Üst düzeydekiler alt düzeydekileri, daha da altta olanlar üzerinde iktidar sunarak “satın alabilirler”. Patriyarka hiyerarşisinde bütün erkekler, patriyarka içindeki konumları ne olursa olsun, en azından bazı kadınları denetleyebilmek karşılığında satın alınırlar.