Bir tezahür, yüzlerce yılda sürebilir, aylarca da sürebilir, birkaç saniye de sürebilir. Yani şu an gördüğümüz milyarlarca yıl önce ölmüş olan bir yıldızın tezahürünü incelemektir. Bilimadamlarının şu an yaptıkları var olmayan bir şeyle diyalog haline girmektir.
Dünya’dan milyonlarca ışık hızı uzakta olan yıldız sistemleri ile ışık hızı arasındaki ilişki nedeniyle, artık yok olmalarına rağmen ölü yıldızları görmeye devam edeceğiz. Aslında onları görmemizin nedeni tam olarak da yaşadıkları bu korkunç son.
Onu, ısınmak için küçük bir güneşe ihtiyaç duyan yozlaşmış dünyanın içinde düşünmesi imkansızdı.
Hayat,hızlı bir şekilde yolculuğu sürdüren, devasa bir yapıdır.
Ne diyebilirim ki? Bu kayan bir yıldıza, hareketinin sırrını sormaya benzer. Yıldız bunu bilmez. Sadece kayar, bu onun için yeterlidir.
Bir kalbi, bir sesi, bir zekası vardı. Onun benliği temsil edecek öğelere sahipti ve bu öğeler ölümüyle bile karanlıkta yitip gitmemişlerdi.
İnsan zekası sonsuzluğu anlaması için tasarlanmamıştır. İnsan zekası aşkı anlaması için tasarlanmamıştır. Bu yüzden kederlenmeni istemiyorum.
Ben de senin galaksindeki yıldızları özlüyorum. Ama bu beni rahatsız etmiyor. Gözlemlemekten yorulmuyorum. Ama göreceksin er ya da geç hepsini keşfedeceğim.
Eğer aklın yıldızların arasında yaşıyorsa, bu er geç senin beynini etkiler.