Fahri Yakar
Fahri Yakar

Romalı Sezar, askerleriyle birlikte geçerken izleyiciler arasından çıkan bir kadın var gücüyle şöyle bağırır:
"Büyük Sezar, sizinle konuşmak istiyorum!"
Sezar, bir kadının bağırarak kendine doğru geldiğini görünce askerlerine seslenerek: "Susturun şu kadını!" der.
Kadın bunun üzerine, diyeceklerini bir cümle içinde toplayarak şöyle tamamlar: "Mademki

Sezar sensin, beni dinlemek zorundasın. Sen de Sezar olmasaydın..."
Bu sözler, Sezar'ın öfkesini dindirmeye yermiştir.

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Bir Eistein'a sormuşlar: "Atomun parçalanmasından enerji elde edecek kadar akıllı olan insanoğlu, nasıl oluyor da bunun insanlığın, tabiatın yok edilmesinde kullanılmasını önlemeyecek kadar aptal oluyor?"
Ünlü bilgin hemen cevabını yapıştırmış:
" Demek ki politika fizikten daha güç öğreniliyor..." :)

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Büyük İskender, Aristoteles'e sormuş: "Yiğitlik mi iyidir, dürüstlük mü?
Aristoteles , soruya daha değişik bir açıdan bakarak şöyle cevap vermiş: "Eğer dürüstlük olsaydı, yiğitliğe ne lüzum kalırdı?"

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Bir komedi oyuncusuyla bir trajedi oyuncusu aralarında tartışırlar. Trajedi oyuncusu şöyle der:
"En büyük sanat seyirciyi ağlatmaktır. Düşünsene bir kez! Bir insanın durup dururken, haleti ruhiyesini değiştiriyor ve onu ağlama noktasına getiriyorsunuz. Bu sanat değil de nedir?"
Komedi oyuncusu buna itiraz eder: "Ağlatma işini, acı soğan da yapar. Asıl marifet

insanları güldürmektir. Siz hiç insanı güldüren bir bitki gördünüz mü? En büyük sanat bence komedi sanatıdır."
Gerçekten ağlatmak kolaydır. Acı şeyler söyler bir insanı ağlatabilirsiniz; ama insanın ruhsal ve duygusal yapısını gülmeye elverişli konuma getirmek derin bir bilgi ve kıvrak bir zeka işidir. Amerikan başkanlarından Abraham Lincoln gülme konusunda

şöyle diyor: " Bir tebessüm insana hiçbir şeye mal olmaz; fakat çok şey bahşeder. Vereni fakirleştirmeden alanı zengin eder. Tebessüm sadece bir an sürer; fakat hatırası bazen ebediyen yaşar. Hiç kimse onsuz yaşayacak kadar zengin ve kudretli değildir.
Tebessüm, evde saadet ve mutluluk, iş yerinde iyilik ve başarı yaratır. O yorguna istirahat, durguna ve hastaya neşe

verir.
Böyle olmakla beraber satın alınmaz. Rica ve minnetle eşde edilmez. Ödünç alınmaz veya çalınmaz. Zira kendiliğinden verilmedikçe kimsenin işine yaramaz. Bazı kimseler sie tebessüm edemeyecek kadar yorgun olabilirler. Onlara siz tebessüm ediniz. :)

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Gerçek mizah da öyledir, aynen hava gibi bir şeydir;onsuz insan nefes bile alamaz.
Mizah, siyasete yeni bir soluk, yeni bir hava katar. Mizah insanları güldürerek düşündürür.
Gülmek, insanlar için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Gülme yeteneği yeryüzünde canlılar arasında sadece insana bahşedilmiş bir imtiyazdır. Gülmek, fizyolojik olarak sindirim sistemine yardım

eder, kalbi uyarır, kalp kaslarını canlandırır ve beynin yaratıcı işlevini harekete geçirir. İnsanı ruhen ve bedenen rahatlatır. İlişkiye esneklik ve rahatlık kazandırır.
Mizah kültürü, demokrasi ile yönetiken toplumlarda daha çok yaygındır. İnsanlar, muhatabının öfkeye kapılmadan düşünmesini sağlamak için mizah ve nükte yolunu seçmektedirler.

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Rus Çarı II. Aleksandr, Fuat Paşa ile görüşürken giyimine bakar, sonra: "Redingot giymişsiniz. Demek Batılılaşıyorsunuz." der.
Fuat Paşa ona: " Merak etmeyin majesteleri, içimde Acem donu var." karşılığını verir.

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Ahmet Rasim işsiz kaldığı bi dönemde Ankara'ya gitmiş. Yolda dalgın dalgın yürürken mebus arkadaşları bunu görmüşler.
"Hayrola üstat, ne yapıyorsun?" diye sormuşlar. Cevap vermiş:
"Dört köşe çıkan ekmeği tutup yuvarlak yaptınız. O da yuvarlana yuvarlana kaçtı gitti elimden. Geldim buralarda arıyorum işte. Belki rastlarım."

Konuşmayı aynen

Mustafa Kemal'e aktarmışlar. Kızmış: " Niye yalnız bırakıyorsunuz arkadaşınızı? Bulup bana getirin çabuk."
Getirmişler. Yemekte Mustafa Kemal, bir ara Ahmet Rasim'e dönmüş: " Üstat" demiş, " İstanbul milletvekilliğinde münhal bir yer var kabulünü rica etsek!"
Ahmet Rasim cevap vermiş:
" Bizim ekmek, aslanın ağzındaymış meğer." :)

Fahri Yakar
Fahri Yakar

Bu memlekette her şey bulunuyor diye övünen siyasetçilerimiz, zamanında bu memlekette her şey üretiliyor diye övünmeyi tercih etselerdi, ne ülkemiz bugün ki gibi açık pazar haline gelir ne de bu krizleri yaşardık. (Nazmi Kal)