Çoğumuz artık hiç merak etmiyor; sadece Dünya'nın kaynakları tükenmeden önce daha çok maddi zenginlik elde etmenin peşindeyiz.
"Bizler kozmosun aklı tarafından biçimlendirilen evrensel Akaşik alandaki titreşim öbekleriyiz. Kozmik bir arpın tellerinin titreşmesinin yarattığı, her şeyi kucaklayan melodilere doğru tırmanan armonileriz. Bedenimizin armonisi geçicidir belki ama bilincimizin armonisi potansiyel olarak sonsuzdur. Sonlu bir bedenle bağlantılı sonsuz bir bilinciz."
beynin dışında, hatta ölümden sonra bile bilincin varlığına dair sağlam raporlar mevcuttur.
Sonlu bir bedenle bağlantılı sonsuz bir bilinciz.
"Bilincin gerçekten ne olduğunu , beyinle nasıl ilişkilendiğini bilmiyoruz. Bilincimiz kimliğimizin temelini oluşturduğundan gerçekten kim olduğumuzu da bilmiyoruz. Bizler bilinç adını verdiğimiz duyumlar akışı üreten bir beden miyiz, yoksa onu görünür kılan bedenle ilişkili bir bilinç miyiz? Bilinç sahibi miyiz, yoksa bilincin ta kendisi miyiz?"
Yeni düzenlilik, somutlaşan iniş cikislar yapısal ve işlevsel karakteri yansıtır.
Aynı süreç insanların yaşadığı topluluklarda da görülür. Ama dogadakinin tersine burada o denetimsiz değildir. Insan toplulugundaki önemli iniş çıkışları etkileyen temel faktör, nihayet beşeri varlık insandır. Çatallanmayi (yol ayrimi) yönlendirebilir. Çesitli hallerde de
mevcuttur: yeni yaşam biçimi, alternatif davranış modeli,ekolojik hareketler, barış yanlisi diğer hareketler. Hâkim düzene olan güven azaldikca hareketler büyük ölçüde artar kısa sürede bunlar toplumun geleceğini belirleyen önemli faktör olur. Devreleri bize yeni özgürlük ve yaratıcılık verir. Biz normal vatandaşlar belirleyici rol oynar. .. gerçekten biz değer
yargilarimizla uyusan yeni çağın biçimlendirme fırsatını elde ediyoruz. Çatallanmalar kuşkusuz olacaktır. Onlar bir çağın sonununn ve başlangıcının habercisi olacaktır. Sorumluluk bilincinde insan için bu davettir. Bizi adaletsiz bozulmuş ve baskı cağı yerine eşitlik özgürlük esasına dayalı insanca cağa götürsün. Bu davete evet diyebiliriz. Böylece biz, yeni bir
devri oluşturmak için kendimizi hazırlamak zorundayız başaramama korkusu duymadan ve tereddüt etmeden.
Etrafımdaki gerçek dünyaya dair bilimsel resim çok yetersiz. Pek çok olgusal bilgi veriyor... (ama) kırmızı ve mavi, acı ve tatlı, fiziksel acı ve haz hakkında bize tek kelime söyleyemiyor; güzel ve çirkin, iyi ya da kötü, Tanrı ve sonsuzluk hakkında hiçbir şey bilmiyor. Dolayısıyla, , bilimin bizim için inşa ettiği bu maddi dünyaya ait değiliz... bilimsel dünya
görüşü bizim nihai amacımız ya da hedefimizle ilgili tek kelime içermez... sadece kendisini kapsar.
Belki dünya maddedir ve zihin bir illüzyondan ibarettir. Ya da dünya bilinçtir ve dünyanın maddeselliği illüzyondan ibarettir.
"Ruhani ve dindar kişiler aynı fikirde değildir, dünyada var olmamızın bir amacı olduğuna inanırlar. Bu amaç Tanrı'nın ya da Yehova'nın, Muhammed'in, Tao'nun, Brahman'ın ya da Yüce Ruh'un ilke ve talimatlarına uymaktır."
"Einstein insanın iki şekilde yaşayabileceğini söylemişti, ya her şey bir mucizeymiş ya da hiçbir mucize yokmuş gibi. Miadı dolmuş ama pek çok yerde hala varlığını sürdüren maddeci paradigmaya göre, dünya bir kısmı anlaşılmış , bir kısmı henüz çözülememiş ama ilkesel olarak bilinebilir olan yasalara göre işleyen dev bir mekanizmadır. Bu yasaları
keşfettiğimizde dünya artık mucizevi özelliğini yitirir, dünyada hiçbir mucizevi şey kalmaz."
"Laszlo'nun kitabındaki yeni paradigmaya göre, niçin buradayız ? sorusuna getirilen son yanıt gayet net ve açık. Bilinci yükseltip bunu evrene daha çok yaymak için buradayız ."
Esas itibariyle yeni bir devir için hiçbir ümit yoktur. Gelecek çağ sadece yüzeysel olarak bugünkünden farklı olacaktır. Yeni bir topluma için yeni bir insana ihtiyacımiz var. Ve yeni bir insan da kendi cinsinin yeni biyolojik evrimini beklemektedir.
"Etik ilkelerde ustalaştığımızda (Museviliğin On Emri, Budizmin Sekiz Aşamalı Yolu, İslam'ın Beş Şartı vb.) , kendimiz üzerinde ustalaşırız. "
''Eğer bir devir, güvensizlik ve korku devri olarak anılıyorsa, eğer genç insanlar gelecek hakkında düşünmek istemiyorlarsa, eğer denenen şeylerin aksi etkileri ya da beklenmedik yan etkileri görülüyorsa, eğer basın yayın organları 'eski güzel günler'i canlandırmak istiyorlarsa o vakit bu devirde bir şeylerde ciddi bir düzensizlik var demektir.''
İnsanlık binyıllardır kararlı bir şekilde varoluşun anlamını sorguluyor. ... Biz insanların bu dünyadaki varlığımızın neredeyse ilk günlerinden beri bu mesele üzerine uzun uzadıya düşünmemiz herhalde bizim en asil, Dünya'daki hayvanlar âleminden muhtemelen bizi ayıran özelliklerimizden biridir.
John R. Audette
İnsanların çoğu, dünyadaki mevcudiyetlerinin şu ya da bu noktasında yaşamın büyük sorularını kendilerine sorsalar da, çok az sayıda insanın sebatkâr bir tavırla güvenilir yanıtlar aramaya yetecek kadar motive olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nüfusun sadece manevi arayış içindeki küçük bir kısmı bu meselelerle uğraşıyor, tatminkâr yanıtların peşinde
koşturuyor. Çok az sayıda kişi Somerset Maughamv'ın tabiriyle aydınlanmaya doğru kararlı adımlarla “bıçak sırtında” yürüyecek bir kararlılık sergiliyor.
Bu dünyadaki herkesin bu eşik soruları üzerine derin şekilde düşünüp, akla yatkın, güvenilir yanıtlar bulmasının gerektiği bir zamandan bahsedilecekse, kendimizi yok etmeden önce, henüz vakit
varken şimdi bunun tam zamanıdır.
Gerçekliğin nihai yapısı cansız, bilinçsiz madde ise canlı, çeşitli bilinç düzeylerine sahip yaşam biçimlerini ve bilinçli zihinsel öz farkındalığı nasıl açıklayacağız?