Günümüzde siyasal zor, uçak demektir, füzeler demektir, tank demektir. Üretim ilişkilerinin dünya çapındaki gelişkinlik ve yaygınlık düzeyi, siyasal zorun maddeleştiği askerileşmeyi de yaygınlaştırmış, adeta bir erek haline sokmuştur.
Bir toplumda siyasal zor iktisadi evrimden bağımsızlaşmış ve iktisadi durumu kontrol etmeye yönelmiş ise ve toplum bu şekilde ayakta duruyorsa, o toplumdaki denge suni dengedir.
Sınıflar arası ilişki ve çelişkilerin, oligarşik devlet aygıtıyla kitlelerin tepkileri arasındaki dengeye indirgemesi mekanik bir yorumla “etki-tepki” olarak ele alınırsa, iktisadi ve sosyal muhtevası kavranmazsa aynı etki-tepki mekanizmi içindeki düz mantık, toplumu bir fiske ile tıkabilecek bir yapı olarak ele alır. Bu taktirde sol foko anlayışın temellerine varmış
oluruz
Profesyonel devrimci, ister köy küçük-burjuvazisinden gelsin, isterse şehir küçük-burjuvazisinden gelsin, o proletarya’nın devrimcisidir. Eğer o gerçekten profesyonel devrimci olmuşsa, geldiği sınıfla bütün bağlarını koparmıştır. O artık ne köylüdür ne aydındır; o bir proleter devrimcidir. Görevi sadece bilinç götürmek değil, bizzat fiili olarak savaşmaktır. O
ölene kadar savaşacaktır ve savaşa savaşa proletaryanın partisinde proleterleşecektir.
Temel alan olan kırlardaki halk kitlesi ise köylülerdir. Bu yüzden halk savaşının zorunlu bir durak olduğu Demokratik Halk Devrimlerinde sınıf katılması olarak temel rolü işçiler değil köylüler oynayacaktır. Yani devrimin temel kitle gücü köylülerdir.
Robinson, Cuma’yı köleleştirmeye kadar nasıl gidebildi? Sadece zevk için mi? Kesinlikle hayır. Tersine, Cuma’nın ekonomik hizmete köle ya da basit bir alet olarak koşulduğunu ve bir aletten başka türlü de beslenmediğini görüyoruz. Robinson Cuma’yı yalnızca Cuma Robinson yararına çalışsın diye köleleştirmiştir. Ve Robinson Cuma’nın çalışmasından kendisi için
nasıl yarar sağlayabilir? Yalnızca Cuma’nın emeğiyle, çalışabilecek durumda kalması için Robinsonun ona vermek zorunda olduğundan daha çok geçim aracı üretmesi yoluyla. Demek ki bay Duhring’in kesin yönergesine aykırı olarak Robinson, Cuma’nın köleleştirmesinin meydana getirdiği siyasal kümelenmeyi kendi başına hareket noktası olarak almamış ama ona yalnızca
beslenme erekleri bakımından bir araç olarak bakmıştır. Şimdi efendisi ve egemeni Bay Durhing ile ne hali varsa kendisi görsün.
İlk önce küçükten büyüğe doğru ilerlemek gerekir. Aksi yönde ilerlemeye kalkışmak anlamsız olur. En küçüğü halk ordusunun çekirdeği yaratacak olan gerilla fokosudur. Bu çekirdeği olan yaratacak olan cephe değildir, ama çekirdek geliştikçe ulusal devrimci cephenin yaratılması olanaklı olur.
Debrayın düşüncesi, bizi daha ötelere bile götürecektir. Debray en küçüğü gerilla fokosudur demekle, foko öncü örgütünün ilk biçimidir. Fokodan önce kelimenin tam anlamıyla öncü yoktur ve öncü ancak kırlarda olduğu ölçüde öncüdür.
Gerilla gücü politik öncü haline gelmezse, askeri düzeyde gelişemez. Çünkü bir kitle mücadelesi, onun en radikal biçimi olan gerilla harekatı, eğer askeri zafer kazanmak istiyorsa, sömürülen sınıfların çoğunluğunu politik olarak kendi etrafında bir araya getirmelidir.
Bizim gibi halk savaşının zorunlu bir durak olduğu ülkelerin devrimci mücadelesinde köylüler temel güçtür, proletarya Önder güçtür ve proletaryanın öncülüğünün niteliği ideolojiktir.