Ceza günüm doldu, gidiyorum....
Yani hayatta her birşey geçer! Allah can sağlığı versin, tamam mı? Sıkın dişinizi!
Türküleri yakanlar,kanunları yapanlardan güçlüdür.
Afrika’da yol yapımında çalışan bir çocuk, Avrupalı işveren için şu türküyü söylüyor:
Bize kötü davranıyorlar, ebe!
Bize hiç acımıyorlar, ebe!
Kahvelerini içiyorlar, ebe!
Bize hiç vermiyorlar, ebe!
19. yüzyıl boyunca, müziğin doğuşuna ilişkin teoriler ortaya atılmıştır. Bu teorilere göre müzik “dil”den (Herder), hayvan sesleri ve özellikle kuş seslerinden (Darwin), insanların birbirine seslenmesinden (Stumpf), insanların birbiriyle kurduğu duygusal ilişkilerden (Spencer) kaynaklanmış ya da esinlenerek doğmuştur.
Şurası kesindir ki müzikçi, çağının ve halkının duyuş ve düşüncelerini temsil ediyorsa da (gerçekte böyledir), yapıtına asıl damgayı vuran, onun buluşçu kişiliğidir. “Besteci yapıtını kendi kanıyla yazar” özdeyişi boşa söylenmemiştir.
Dünyayı yutmaya kalkışmanın ağababası dış sömürücülerin öğütleri gereği, eğitim alanındaki yetkililer, çocuklarımızı ortaçağa uyarlayan dogmaların, hurafelerin tutsağı kılarak taş kafalı insanların yetiştirilmesine her şeyden çok önem vermiyor mu?
“Hacı Bektaş değil, Hâce Bektaş’tır doğrusu. Hacı, hacca gitmiş demektir, oysa hâce’nin anlamı başkadır. Farsça sözlükte hâce; müderris, öğretmen, profesör, çelebi, ağa, hoca... anlamındadır.”
Türküleri yakanlar, kanunları yapanlardan güçlüdür!
Sormak istiyorum:
1950'li yıllarda akla bile gelmeyecek olan günümüzün bilgi ve iletişim teknolojisi "internet", genç kuşakların aydınlanma bilincini ve sanatsal beğenisini acaba tek başına bir "Varlık Yayınları" kadar geliştirebiliyor mu?