İyi bulaşıkçıydım albayım. Vadinin en hızlı bulaşık yıkayan erkeğiydim. -
"Karım düşündüğü için, ev işlerini de ben görüyordum albayım. Çok düşünceli kadındı: Durmadan düşünürdü.
Ey taşı kanlı Srebrenica
Seni yıkayan olmadı mı
Yağmurdan başka?
bilimadamları bebeklerin 12. haftadan itibaren otoerotik obje olarak başparmaklarını benimsediklerini gözlemişlerdir.Erkek ve kız cinsel organları arasındaki anatomik farklılıklar, çocukların psikoseksüel gelişiminde çok önemli yere sahiptir.Kızın cinsel cinsel organı göz önünde değil içerdedir, bu yüzden daha içe dönük, daha soyut tatminlere ihtiyaç
duyacaktır.Erkeğin cinsel organı dışardadır, günde birkaç kez pisuarın önünde bile görüp dokunur.Ellerinin altındaki bu dışa dönük organı kolaylıkla vücutlarının diğer parçalarıyla bütünleştirebilen erkekler, bu yüzden hayatları boyunca dışarıdan uyarıcılara ihtiyaç duyarlar.Pornografi de erkeğin bu ihtiyacından doğmuştur..Baş parmaktan otomobile geçen
süredeki kullandığı geçiş nesneleri erkeğin otoerotik hikayesinin özetidir.Artık ölüm orgazmı oynayan erkek, kendisine yeni fetişler yeni arzu nesneleri bulmuştur.Köpükler içinde otomobil yıkayan seksi kadın erkeğin ihtiyacıdır.Otomobiliyle orgazm olan ya da hız yaparak böbreküstü bezlerini çalıştırmaya uğraşan kadınların görülmeyişi de bundandır..
otomobilinde ölüme ve cinselliğe soyunan adam sosyal ve psikolojik mutasyon geçirmiştir...
"Ankara'dan gelişte tren, sabahın ilk saatlerinde İzmit kıyılarına varmış olurdu ve suların çok yakınından geçmeye başlardı. Yattığım yerden perdeyi kaldırıp, çakıl taşlarını yıkayan ve oynaşan dalgaları, masmavi Marmara'yı, sonra da baharları bembeyaz çiçeklere boğulmuş meyve bahçelerini seyretmek, en büyük keyfimdi. Sonraki yıllarda hepsi birer fabrikaya
kurban verilen kiraz bahçeleri, bu kıyıların, antikiteden beri süregelen başlıca zenginliğiydi."
Anaerkillik görevini kadından gasp eden erkekler, ataerkillik dönemini başlatmasından sonra kadını, sadece çocuk doğuran, kocasının kösnük zevkini tatmin eden, bulaşık, çamaşır yıkayan bir varlık olarak tanımaya başladılar.
Hele günümüz “makarna hükümeti” döneminde gün geçmiyor ki kadına şiddet uygulanmasın.
Ancak insanın tüylerini diken diken
eden, insanlığından utandıran, küçük yaştaki kız çocuklarının ırzına geçmeler öylesine çoğaldı ki deme gitsin. Yargıtayın, “zorla olmadıktan sonra 15 yaşındaki bir kız çocuğunun ırzına geçmeyi” suç kabul etmemesi, hepsinin üstüne tuz biber oldu...