Ey sahura kalkan, sahur yemeği yiyen kişi! Az konuş, hatta sus! Sus da orucu anlayanlar, oruçtan söz etsinler.
"Sus şekerim... Sus benim bir tanecik kızım... Sus... Baban şimdi gelir... Sen ağlama benim babası sağken yetim kalan kızım. Allah bize çektirenlerin yanına komaz...”
"Ey Merhamet ! Suallerine cevap veremediğim merhamet! Günden güne beni eriten merhamet! Gündüzü geceye, aydınlığı karanlığa çeviren merhamet! İrademdeki eksiklik nerede? Ben mi yanlışım yoksa zaman mı yanlış? Nedir içimdeki gam? Bitmek bilmeyen dert ve hüzün nedir? Gelmez oldu yaz.Uzun süreli oldu güz.Ben kimlere eyledim merhameti?
Ey tarifi olmayan ses!
Gönülden dönüşü olmayan hasret kuşları hasret bıraktı kendine.Gözler ıraklaşmış kalpler körlenmiş bir ateş pervanesinin girdabında.Vuslat ömrümü perçinlemiş prangalar kaplamış gönlümü.Şarkılar susmuş zaman geriye dönmüş
Gidişler vaka bulmuş sevgiler nama kalmış.Zincirler dolanmış vücudumun her yanına
Sus ses sus ki kimse duymasın bu
fermanı."
~Melih Maden~