Ahmet Ak
Ahmet Ak

bir rivayete göre: yeni Müslüman olan bir kişi, Müslümanların yetmiş üç fırkaya ayrıldığını gördü. bunun üzerine Kaderî /Mutezilî birine insanın fiilleri konusundaki görüşünü sordu. Mutezilî kişi ona, "dilediğimi yaparım, her şeye gücüm yeter" der. yeni Müslüman olan kişi "ben bu mezhebi seçmem, çünkü Allah'ın da kudreti var benim de" diyerek bu

görüşün din ile uyuşmadığını söyler. bunun üzerine Kaderî, "eğer benim görüşümü kabul etmiyorsan, Ehl-i Sünnet ve'l- Cemaat mezhebine gir" der. o kişi, yetmiş üç fırkadan her birine uğrar ve onların bu konudaki görüşlerini sorar. onların hiçbirinin görüşünü beğenmez. bunun üzerine onların hepsi: "bizim mezhebimizi kabul etmiyorsan Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'a

gir" şeklinde cevap verirler. o da, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in kimler olduğunu sorunca, Ehl-i Ehva şöyle cevap verir: "onlar her beldede Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat olarak tanınırlar. Semerkant'ta Dâru'l-Cüzcâniyye ve Dâru'l-İyâzîyye mensupları, Buhara'da Ashabu Ebî Hafs ile Belh'te Nusayr (b. Yahya)'ın taraftarlarıdırlar. Her beldede onlar Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat inancını

yayan ilim ehli olarak bilinirler" şeklinde cevap verir.