Jineoloji Dergisi
Jineoloji Dergisi

"Daha iyi bir yaşam insanların din şuurunun islah edilmesi ile mümkün olabilir. Hayatın genel maksadı bilinemez" der, Hristiyan öğretisi." Oysa tüm dinlerde ilahi mesaja baktığnız zaman yeryüzü denen mekâna şuurlu, akıl eden, sorumluluk sahibi insanı gönderen ilahi güç, doğadaki canlıların sahibinin kendisi olduğunu sürekli hatırlatmış fakat insan doğadan faydalanma

öğretisini ters yüz eden bir tavırla talana başvurmus, diğer canlılara hayat hakkı tanımamıştır. Havada, karada, denizde ve yeraltında ne varsa vahşice saldırmış, bunu genelde inançla meşrulaştırma yoluna gitmiştir. Dinleri incelediginizde käinatın tek sahibinin yüce yaradan olduğu gerçeğini Sümen altı etmiş Kutsal Kitap tefsirleri ile karşılaşınız. Oysa birçok

dini kıssalarda insana emanet edilen doğaya, insana, adalete zarar verildiği zaman ibret olsun diye helak olmuş kavimlerden bahsedilir. (Ad, Semut, Lut kavmi gibi) Dinin gerçek boyutunun anlaşılamaması yüzünden insanlar kendilerine zalim, tahakkümcü ve ahlaksız bir hayat kurmuşlardır. Aynı zamanda faydasız düşüncelerini öyle karmaşık hale getirmişlerdir ki çoğunluk iyi

ile kötü, hak ile batıl arasında ayırım yapma kabiliyetlerini yitirmiştir. Dini öyle yanlış safsatalarla anlatmışlar ki ilahi mesajları karmaşık ince anlam kaydırmalarına mahal verecek kelime oyunları ile mecrasından çıkarmışlardır. İlahi mesajlar milinden çıkmış araba tekeri misali sürekli aynı yönde dönüp duruyor ve hiçbir yere ulaştirmıyor. Asıl hedefine

götürmesi gerekirken insanın odaklandığı hedefe götürüyor. İkna ediciler hayatların boşluğunu doldurmaya çalışan Firavun ve benzerleri ne istemişlerse onu istemişler; AŞIRI ZEVK VE MÜREFFEH BIR HAYAT.