Müslüman-demokrat parti Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin ikti dara gelmesiyle birlikte, Avrupa Birliği’ne katılma projesiyle uyumlu olarak reformlar gerçekleştirilir. Kemalist muhalefet (Cumhuriyet Halk Partisi) laikliğin yavaş yavaş ortadan kaldırıldığını iddia eder; ancak “özgürlük karşıtı yasaların” kaldırılma sına muhalefet eder.
2007’nin
ilkbaharında, İstanbul, Ankara ve İzmir’de “laikliğin savunulması” amacıyla büyük gösteriler düzenlenmiştir. Daha sonra, üniversitede başörtüsü takılmasını serbest bırakan yasa ateşli bir şekilde tartışılır. Laiklik tehlikeye mi girmiştir? Böyle olduğunu düşünenler, AKP tarafından yönetilen belediyelerde alkolün yasaklanması ve bazı kamusal alanlarda
kadın-erkek ayrımının yapılması çabalarının bulunduğunu iddia ederler. Buna rağmen, temel itibariyle “AKP şimdiye kadar demokratikleşmeye ve Avrupa’ya doğru pratik olarak hatasız bir yol katetmiştir. AKP, laik’ seleflerinin hiç yapmadığı kadar, iktidarın askersizleştirilmesi, açık pazar ekonomisi, yeni taşra elitlerinin tanınması ve insan hakları için
çalışmıştır” diye yazar, Pierre Jean Luizard. Ancak AKP “çeşitli eğilimlerin kesişme noktasında yer alır; ki bu eğilimlerden bazıları, AKP’nin şu anki yöneticilerinin ortaya koyduğu liberal görüşlere bütünüyle katılmazlar”. Türk laikliğinin temellerinden vazgeçmeden demokratikleşebilme konusundaki başarısı ya da başarısızlığı, Müslüman dünyanın
tamamı üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olacaktır.