Ahmed Raysuni
Ahmed Raysuni

Bu çalışmada, istişare davasını hem akademik hem de pratik alanlarda ilerletmek için çaba gösterdim.

Akademik alanda, istişare konusu üzerine özellikle modern dönemde yayınlanmış pek çok yazıya gerçek, nitel katkılar sunmayı hedefledim. Bir dizi tali meseleyi ve sorunu/ istişarenin neler içerdiğine dair daha tam ve tutarlı bir resim sunacak şekilde

tartışmayı amaçladım. Dahası, bu amaçlara hem istişare sürecinin bizzat kendisini/ hem de İslami çerçeve içindeki yerini ve işlevini ilgilendirdiği için ulaşmaya çalıştım.

Pratik alana gelince, çalışma kademeli olarak bu yönde ilerlemekte ve en sonunda, istişare sürecinin reform çabalarını güçlendirmesini sağlayarak dünya çapındaki İslam toplumunun

kendine saygıyla, öncü bir ruhla misyonuna ve mesajına duyduğu güvenle yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak somut biçimler ve mekanizmalar tanımlanmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM: Müslümanın Hayatında İstişarenin Yeri
Bu bölümünde hem İslam hükukuyla ilgili metinler hem de pratik gereklilik düzeyinde istişarenin önemini vurgulamaktadır.
……..

İKİNCİ BÖLÜM: İstişare Pratiğinde Temel Meseleler
Burada istişareyle bağlantılı konuları üç tema bağlamında tartışılmaktadır, Bunlardan ilki kamu işleriyle ilgili istişaredir: Bu türden istişareye girişmekten kim sorumludur? Kime yöneliktir? Bu sorulara verdiğim yanıt, kapsayıcılık ve genellik taraftarı olan bu kitabın genel yönelimiyle uyumludur.

……
Bu bölümün ikinci kısmi, şûra meclislerinin, Özellikle de ulusal yönetim düzeyinde ve yasamanın özel rındaki sorunlan düşünme hakkına sahip olan meclislerin üyeliği konusunu ele almaktadın Bu türden üst düzey danışmanlar kim olacaktır? Hangi nitelikleri göstemeleri beklenir? Ve nasıl belirlenirler? Alimlerin, bu tür danışmaniarın taşıması gereken

nitelikler ve koşullar hakkında söyledikleri genel bir değerlendirmej şu üç noktaya işaret edildiğini gösterir: Doğruluk bilgi ve deneyim.

Danışmanların belirlenme biçimi konusundaki iki temel yöntemden seçim ve atamadan her biri, kendi ayrıntılarına ve somut biçimlerine sahiptir. Kur'an, sünnet ve bunların üzerine yapılan yorumları seçime öncelik vemekle

birlikte, bu ikisinin birleştirilebileceğine de işaret eder.

Bu bölümün üçüncü kısmı, istişare sonucunun bir tavsiye mi yoksa bağlayıcı bir karar mı olacağı sorusunu ele almaktadır.
…….
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: İslami İstişare Olgusuna Genel Bir Bakış
Bu bölümün birinci kısmış İslam toplumunun ilk istişare deneyimlerini yani istişarenin

Peygamber ve Hulefa-i Raşidin dönemindeki uygulama biçimini ele almaktadır.
……
İkinci kısım ise Hulefa-i Raşidiniden sonraki istişare uygulamasının, hem teori ve pratik hemde ulemanın yorumları düzeyinde tanık olduğu gelişmeler hakkında kısa bir özet içermektedir.
………

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Günümüzde İstişare
Bu bölüm, istişareyi

erdemleri ve başarısızlıklarıyla birlikte tarihsel deneyimden, şerefli yerine taşımak, hem kavramsal hem de örgütsel olarak onu yeniden inşa etmek adına çıkarılması gereken dersleri başlangıç noktası olarak ele almaktadır. Böyle bir yeniden inşaı istişare alanındaki teşkilat boşluğunu ortadan kaldırmak için istişare pratiğinin sistematize edilmesini ve

kurumsallaştırılmasını gerektirmektedir.

Bundan sonra, demokrasinin bize ihtiyacının, bizim demokrasiye olan ihtiyacımızdan daha fazla olduğuna dikkat çekiyorum. Gerçekten de demokrasi bize, bizim ona duyduğumuz ihtiyaçtan daha fazlasını duymaktadır. Bunun nedeni, biz demokrasinin biçim, teşkilat ve prosedür alanlarında sunması gereken bilgi ve pratik deneyimine

ihtiyaç duyarken, demokrasinin bize, yapısının ayrılmaz parçası haline gelmiş hastalıkları iyileştirmek için ihtiyaç duyuyor olmasıdır.

Son olarak, istişarenin önemi hakkında yukarıda sözünü ettiğim tartışmaları; onu yeniden aktif ve etkin kılma konusunda söylenenleri tamamlayıcı bir mesajlaı istişarenin tek başına yeterli olmadığı mesajıyla

çalışmamı bitiriyorum.

Bertell Ollman
Bertell Ollman

Marx'in, olgunluk dönemine ait iki büyük yapıtında, kapitalist toplumu bütünlüğü içinde betimlemeye ve temel doğasını apaçık ortaya sermaye koyulduğu zaman, işe metaların cozumlemesiyle başlaması hiç de raslantı değildir. Çünkü insanlık tarihinin bu aşamasında, dönüp dolaşıp sonunda o sorunda dugumlenmeyen hiçbir mesele yoktur ve meta - yapısı bilmecesinin

çözümünde bulunamayacak hiçbir çözüm yoktur. Elbette sorun, ancak Marx'in kendi cozumlemelerinde rastlanan derinliğe ve kapsama ulaşmayı başarırsa bu genellik derecesiyle irdelenebilir. Başka bir deyişle, meta sorunu yalitilarak ele alınmamalı, hatta iktisattaki merkezi sorun olarak dusunulmemeli, bütün yönleriyle kapitalist toplumun merkezi, yapısal sorunu olarak

düşünülmelidir. Ancak böyle yapılırsa, meta-iliskileri yapısının, burjuva toplumunun tüm nesnel biçimlerini, yanı sıra da bunlara denk düşen tüm öznel biçimleri kapsayan bir model ortaya koyması sağlanabilir.