Mazhar Candan
Mazhar Candan

Neresinden baksan değişkendir zaman;bir uzar bir kısalır hiç duraksız;gün, saat, ay, yıl ve bin yıllar ve sonsuzluk hep görecedir.
Neresinden baksan, hele geriye doğru öyle pek de uzun bir zaman değil yaşadığın. Bir şaka saysan da başka bir şey yok onun dışında.Öyleyse neresi şaka bu yaşamın bir de ölüm kapıdaysa.Bir aldanış saysan, gerçek nerede?

Brian Massumi
Brian Massumi

Kapitalizm sıradan anlamıyla bir yapı değildir. Yapı olamayacak kadar değişkendir ve akışkan bir şekilde kendi kendini örgütler. Çoğunlukla bir "sistem" olarak adlandırılır, ama belki bu bile fazla durağan bir kavramdır. Kapitalizm, toplumla eş-uzamlı açık bir sistemdir. Kendi kendini o kadar dinamik bir biçimde modüle eder ki, ona "yapı" veya "sistem" yerine "süreç"

demek çok daha uygun olur. Yaşam alanına içkin bir konumdan, kendi kendini modüle eder, kendi kendini genişletir. Çıplak etkinliğin belirme alanını kendi faaliyetleriyle geri besleyerek, bu alanla öyle bütünleşir ki sonunda ona içkin hale gelir. Kapitalist ilişki potansiyel olarak her yerdedir. Dünyanın en uzak köşesinden tutun da ruhun en gizli derinliklerine kadar, herhangi

bir yerde yapılmış herhangi bir hareket kapitalist kapma karşısında tamamen savunmasızdır.

Kapitalizmin yaşam alanına içkin olduğu fikrini analiz ederken, Maurizio Lazzarato gibi düşünürlerin çalışmalarında da gördüğümüz gibi, genellikle "biyoiktidar" kavramı kullanılır. Bir iktidar biçimi olarak kapitalizm üzerine hakkıyla düşüneceksek eğer,

biyoiktidar kavramı, boğuşulması gereken belli meseleleri açığa çıkarır. Kapitalizm, kendi kendini modüle eden, genişleten, yaşam alanına içkin bir süreç olarak, mevcut evresinde, sürekli kendinden kaçmaktadır. Kendini durmaksızın krize sürükler, sonra da bu krizden yeniden belirmenin yollarını bularak kendi kendinin yeni bir varyasyonunu oluşturur. Kendi kendini yeniden

icat edebilen böyle bir kaçış hareketi olarak, kapitalizmde direnişin pek çok özelliğini görmek mümkündür. Kendi yıkıcı tarzıyla da olsa, ortaya çıkan eğilimleri teşvik etmek, genişlemeleri doğaçlamak ve bunları yaparken var olma güçlerini yeğinleştirmek için, o da duygulanımsal olarak işler. Ama bunu, her zaman ve her yerde kapitalist ilişkiye uygun olacak

şekilde, ödeme aracı olarak para ile sermaye olarak para arasına koyduğu ayrıma daima sadık kalarak yapar. Sermaye olarak paraya erişim, doğası itibariyle eşitsizdir ve bu eşitsizlik, kaçınılmaz artış eğilimi taşır. Kapitalizm de var olma güçlerini çoğaltır ama bunu son derece eşitsiz bir biçimde yapar. Bir yaşam artı değeri üretebilir, ama bu değer eşitsiz

bölüşülür, çünkü bu artı değer de, doğurduğu tüm eşitsizlikler, bu eşitsizliklerin yol açtığı tüm barbarlıklarla birlikte, para sermayeye bağlı artı değerin hizmetindedir. Yani kapitalizm direnişi kaparak, süreç niteliğindeki kendi eşitsiz ereklerine yönlendirir.

Asuman Tümer
Asuman Tümer

“Her an tetikte ve hazır yaşamaktır yüksekliklerin bedeli ve çoğunlukla da yalnızlıktır. Sonra yükseklik kavramı da değişkendir tabii... Sen kendini aşağıda görmeye devam ediyorsan nereye çıkarsan çık aslında aşağılardasındır, yani memleketin başkanı olsan da kendini nasıl hissettiğindir önemli olan”

Kura’nın Şarkısı