James Bridle
James Bridle

İlaç keşfinin altın çağı olan 1950'lerden beri, ilaç araştırma ve piyasaya sürmeyi düzenleyen mevzuatların sayısı —haklı olarak- artmıştır. Geçmişte yürütülen klinik araştırmalar doğru düzgün test edilmeden piyasaya sürülen ilaçların getirdiği korkunç yan etkilerle ve büyük felaketlerle birlikte anılır genellikle. Bu durumun en iyi —daha doğrusu en

kötü- örneği, 1950'lerde anksiyete ve bulantı tedavisi için piyasaya sürülen, ama daha sonra gebelikteki sabah bulantısını gidermek için kullanan annelerin bebekleri üzerinde korkunç sonuçlar doğurduğu kanıtlanan #halidomide'dir. Sonrasında, ilaç mevzuatı testleri daha sıkı hale getiren —ama sonuçları da ciddi ölçüde iyileştirem şekilde yeniden düzenlendi. 1962

tarihli ABD İlaç Etkinliği Düzenlemesi yeni ilaçlara hem güvenli olduklarını, hem de vaat ettikleri şeyi gerçekten yaptıklarını kanıtlama zorunluluğu getirdi — bu daha önce yasal bir zorunluluk değildi. Eroom Yasası'nı tersine çevirmek için daha riskli ilaçlara dönülmesini çok çok azımız uygun bulacaktır; özellikle de, 1980'lerde AIDS ilaçları için söz konusu

olduğu gibi, gerektiğinde istisnalar yapılabiliyorsa.