Hüseyn Ali
Hüseyn Ali

Senden sonra bir geceler var bir de kalemime sarılıp yazdığım sen. Yani anlayacağın benim dünyamda senden sonrası yok. Öncesini sorarsan karanlıktı. Aydınlattın. Şimdi anlıyor musun ay güneşi neden bu kadar çok seviyor...

Mualla Tetik
Mualla Tetik

Doğum tarihimi hatırlayınca, 'Kırk üç yılı ben mi yaşadım?' diye soruyorum bazen. Oysa gönlüm hâlâ üniversitedeki kız. Sanırım fazla değişmedim. Yine aynı heyecan ve çalışma isteğiyle yaşıyorum... Anlayacağın yıllar beni yıpratmadı...
Ben hâlâ o deli dolu Ayten'im.
Hani ellerine şiir yazılan, güzelliği dillerde dolaşan...

Alper Kul
Alper Kul

Dışarıdakiler - Alper kul

* "Dostlarını yakın, düşmanlarını daha yakın tut."

* "Araf gibi bir yer. Hiçbir yere ait değil. Ama gördüğüm her şeyden daha güzel."

* Her bellek yaşadığı mutlu anları daha çok hatırlıyor. Hayatta kalabilmek için savunma mekanizmasının geliştirdiği bir önlem olarak acının hafızası olmuyor. Unutmuyor

ama alt belleğe atıyor.

* "Acılarla yüzleşmek insanı güçlendirir kızım. Önemli olan ümitsizliğe düşmemen. Umut etmen son nefesine kadar seni ayakta tutar. Unutma insan dediğin acıları kadar güçlüdür."

* "İnsan hududunu kendi bildiği yere çizer kızım. İnsan gönlü kadardır. Devredeceğin tenden sana ne ? Ben, sırra vakıf olandır."

*

Adamın tek bildiği iletişim yolu konuşmaktı. Ama bir insan sadece konuşarak karşısındakiyle nasıl anlaşabilirdi ki ? Duygularını nasıl aktaracaktı ? Konuşmak iletişim yolları arasında en zayıf olanıydı. Neticede konuşmak, ağızdan çıkan sesleri birbirine bağlayarak, her duyguya karşılık gelen bir kod üretmekti. Birisi tecrübe ettiği çok etkili bir duyguya, misal,

A-Ş-K sesleri çıkartarak ifade ettiğinde, kodu işiten karşısındaki de kendi yaşanmışlıklarından bu kodun karşılığını bulup, bir duygudaşlık yaşamaya çalışıyordu. Kişinin karşısındakini anlama kabiliyeti kendi yaşanmışlıkları kadardı. Yani kimse konuşarak tam anlamıyla duygularını karşısındakine aktaramazdı.

* "Ölmek insanın özüne

kavuşması. Ruhunu devretti. Niye üzülesin ki ? Ölür ise tenler ölür, canlar ölesi değil."

* Toprak sürerken dikkat gerek. Hayvan bakarken saygı gerek. Varlıkla insan birdir. Her şey birdir. O bir ki, birlikten oluşur. Biz ne isek onlar da O'dur. Onlar ne ise biz de O'yuz. Anlayacağın dilde diyeyim: Hayvana, ağaca, taşa zulmeden gün yüzü görmez!

*

"İnsana rehberlik eden şey 'dert' tir. Bi şey yapmak için hevesi, derdi, aşkı içinde uyanmadığı müddetçe insan o işe girişmez ve o murad, dertsiz ona kısmet olmaz. Yaratan bizi dertsiz koymasın."

* ... lacivert denizle, yeşil orman arasında kalan şehri bir yara kabuğuna benzetti. Tabiatın insan eliyle yarılmış derisi sanki yaralarını kapatmak için betondan gri

bir kabuk bağlamıştı.

* "Daha önce kimsenin girmediği bir ormanda hep bir adım sonrasında ne olduğunu merak ederek yürüdüğün, seni çağıran huzur dolu gizemli bir sesin peşinden yavaş yavaş giderek derinliklerinde kaybolduğun gizemli bir vadi gibiydi gözleri. Güzelliğine aldanıp girdiğinde, yolu bulup kendi rızanla çıkamadığın bir kapı."

*

Kendini uçurumun kenarında dikilen uçma bilmeyen bir kuş gibi hissetti. "Daha önce uçmamış. Uçabilir çünkü kanatları var ama nasıl kullanacağını bilmiyor. Uçurumdan atlasa düşebilir. Ama uçabilir de. Öğrenmenin tek yolu ise kendini boşluğa bırakmak."

* Ölüm kimseye yakışmıyordu şüphesiz ama çocukların başına gelince tesiri çok daha fazla

oluyordu.

* Ama Yaratan karıncaya taşıyamayacağı yük vermez. Yaratan böyle zor bir görev yüklediğine göre sen onun sevdiği, güvendiği kulusun. Ama kendini dünyanın derdini yüklenecek kadar büyük görme. En nihayetinde ummanda bir kumsun.

* Arif olmak, gönül yoluyla bazı sırlara vakıf olmaktır kızım.

* Çünkü bu sistemin herhangi bir

parçasını reddedip geri kalanıyla barışık yaşamak mümkün değildi. Karşı durma cüretinde bulunanlara adalet sisteminin pek merhameti olmuyordu.

Lütfiye Aslı
Lütfiye Aslı

ben hiçbir şeyi bilmem aslında
ara sıra rakı içerim
aklıma gelince sevda sözleri söyler pervasızca şiir yazarım
şaircilik oynar Nazım gibi severim
yani anlayacağın
ben hiçbir şeyi bilmem sevgili...

James Stephens
James Stephens

Alışkanlık bir eylemin sürekliliğidir, iğrenç bir şeydir ve uzaklaşması çok zordur. Bildiğin üzere söz uçar, yazı kalır. Yazının olmadığı yerde de ortada garip özdeyişler dolaşır. Anlayacağın üzere, gelecek nesillerimizin iyiliğini düşünmekten ziyade atalarımızın apatallıklarını sürdürmeye niyetliyiz.

Patrick Deville
Patrick Deville

Frida o günlerde doktor arkadaşına içini açıyor: "Bu kez evlilik iyi gidiyor. Az tartışıyoruz, birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Bana gelince, kimi zaman birdenbire ortaya çıkıp onun yüreğinde öncelikli bir yer edinen kadınları irdelemek için yırtınmıyorum artık. Kısacası, anlayacağın üzere, sonunda yaşamın böyle olduğunu, gerisininse havagazı olduğunu kabullendim."

Enes Şengönül
Enes Şengönül

Bin yıl önce de bugün de, bin yıl sonrasında da senin tanrının bahşettiği bu hayatı asla yaşamak istemezdim. Sadece senin tanrına yenilmemek için intihar etmedim. Üstelik geberip gidince senin tanrına besin malzemesi olmamak için bedenimi yaktırıp bir akarsuya döktüreceğim. Anlayacağın senin tanrının sevmediği biriyim ve bende kendisinden nefret ediyorum.

Susan Blackmore
Susan Blackmore

Karşısındaki kişi gerçekten de sezgilerine aykırı bir şey söylediğinde, yanlış anlayacağın neredeyse kesindir.