...benim evim feci güneş görür, sera gibidir. Hatta bir gün bir arkadaşım omzumdan limon koparmıştı.
Hayvancılık, küresel sera gazı emisyonunun %51'inden sorumludur.
Hayvan öldürmek konusunda ne hissederseniz hissedin, et sanayi dünya için kötü bir şeydir. Bu hayvanlar 2006 Birleşmiş Milletler raporuna göre arabalardan daha çok sera gazı üretmektedir. Mesela inekler, herhangi bir fabrika kadar karmaşık bir şekilde çalışırlar ve daha çok duman salarlar. İnekler otu çiğneyip yuttuktan sonra sindirilemeyen selülozu midelerinin içinde
yaşayan "methanojen” isimli mikroplara verir. Bu mikroplar da ottan beslenince geviş getirmek başlar. İnekler geviş getirirken metan gazı da üretirler. İnekler ve diğer büyükbaşlar (geviş getirenler) küresel metan gazının %37'sini üretirler. Metan, karbondioksitten 28 kat daha tehlikelidir. İneklerle dolu bir kır güzel ve doğal görünse de (dünyada 3,5 milyar büyükbaş
var) bu dünyadaki en büyük metan gazı yaratıcılarının görüntüsüdür. Aynı zamanda bu hayvanlar ormanların yok olmasının en önemli sebeplerinden biridir.
Neoliberalizm yalnızca iklimi tahrip esen endüstriyi on plana çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın yaşanabilirliğini piyasanın insafına bırakarak, halkın sera gazı salımlarını engelleme yetkilerini etkili bir şekilde kullanmasına engel olmaktadır. Lord Stern'in de belirttiği gibi, eğer kureselnisitma siye bir şey varsa, bu suçun büyük bir kısmı, piyasaların
kontrol edilmemesini destekleyen neo-liberalizme aittir.
İklimsel değişim sera etkisinin artışına bağlıdır: Karbondioksit ya da metan gibi kimi gazlar, uzaya doğru yansıyan ısının bir kısmını gezegene yakın bir yerde tutma özelliğine sahiptir. Bu gazların atmosferde giderek daha fazla birikmesiyle, atmosferin ortalama sıcaklığı artmaktadır.
Aşk bir sera çiçeği değildir,yabanidir,ıslak bir geceden doğmuştur,güneşli bir saatte doğmuştur,vahşi bir tohumdan çıkmış,vahşi bir rüzgarla esilip yola savrulmuştur.
Aşk bir sera çiçeği değildir,
yabanidir, ıslak bir geceden doğmuştur,
güneşli bir saatte doğmuştur,
vahşi bir tohumdan çıkmış, vahşi bir rüzgârla esilip yola savrulmuştur.
John Galsworthy - The Man of Property