Dağları’nın ile ilgili sözler

Bize bu ismi Gökteki Tanrı verdi. Tanrı Dağları’nın eteklerinde dört bir yanı düşmanla çevrili olan bit ırka bu adı Tanrı bahşetti. Ergenekon’da kapalı iken, esir iken Türk olduğumuzu hatırladık. Onlar “dağlar demirdendi” dediler biz onlara “Türk’ün bileği tunçtan” olduğunu öğrettik. 50 yıl boyunca Çin buyruğunda rezilce yaşarken “Kür Şad” adlı

bir yiğit çıktı ve bizim adımız Türk dedi ve devam etti: Türk Esir Olamaz...

DİYÂR-I ŞEHR-İ REY’İN ÇÖMLEKÇİSİ

“Yeryüzünde gerçekten müstesna olan
sadece dört yer vardır ki bunlar
Rey, Şam, Rakka ve Semerkant’tır.”

(Bağdat’ın eski halifesi Harun el-Reşit)

Büyük istilânın hemen öncesinde, henüz tahrip edilmemiş fakat mezhep kavgalarından ötürü oldukça yıpranmış Selçuklu

şehirlerinden biri de çömlekçiliğin hünerli ellerden çıktığı, fakat hayvan kılıyla ve pamuklu dokuma kumaşların üretiminin tükenme noktasına geldiği Rey şehri idi ve daha dikkat çekici olanı ise buranın yaklaşık on kilometre ırağında, Horasan yolunun solunda, Mesgar Abad Dağları’nın eteklerindeki Harun Zindanı olarak adlandırılan ve Rey şehrinin sınırları

içerisinde bulunan taş yapıydı. Bu taş yapı, her ne kadar gözlerden uzaksa da, doğunun bu topraklarında şehrin sakinlerinin nabzının her daim attığı bir Zerdüşt tapınağıydı. Yüzyıllarca gizemli havasıyla ateşkadeh olarak
kullanıldıysa da bu uzun zaman önceydi tabii.

Ufa, Başkurd Muhtar Cumhuriyeti’nin başkenti; Ural Dağları’nın güneybatı yamacında, Dema (Cuma) ve Biyek (Akidil) ırmaklarının kesiştiği yerde kurulmuş yemyeşil bir şehirdir. Rusya’nın benzin ihtiyacının %90’ını karşılayan petrol rafinerileri, metalürji ve dokumacılık endüstrinin temelini teşkil etmektedir.(...)

Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu

Başkurdistan ve Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan (1890-1970)