Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Günün sonunda herkes bir kere düşman, herkes bir kere üvey evlat, herkes bir kere kara koyun, herkes en az bir kere mağdur ve gücü ele geçirdiğinde herkes en az bir kere de zalim oldu.
En azından burada eşitlendik.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Artık gavura gavur denmeyecek.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

İyi ki doğdunuz Hürriyet, Adalet, Müsavat ve Uhuvvet!

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

"Karlsbad'da geçen günlerimin anılarını bütünüyle ve olduğu gibi bu defterlere tevdi edemedim.Bunun iki sebebi var, birincisi lüzum kadar yazı yazmak için vakte malik olamadım.İkincisi her düşündüğümü, her yaptığımı, yani bütün esrar-ı fikriye ve hayatiyemi bu defterlere nasıl emniyet edebilirdim?Hatta bu yazdıklarımı bile bir gün, ihtimal pek yakın bir günde

mahvetmeyecek miyim? Şimdiye kadar hep öyle olduğu içindir ki mazbut bir hatıra-ı mecmuam yoktur."

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Diyarbakır'dan İstanbul'a girmenin en kısa yolunun karayoluyla Beyrut'a gidip, gemiye binmek olduğu yıllardı. Sınırlar yoktu, mayınlar henüz döşenmemişti, kimse ırkıyla, mezhebiyle övünmüyordu, diktatörler henüz iktirdarlara gelmemişti.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Tarih, tarihi yapanları kolay kolay unutmuyor

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Conservateur değilim. Çünkü eskimiş,kırılmış bir alemi koruyamam, revolutionnaire değilim çünkü hoşuma gitmeyen ve zaten yalnız başına değişen bir alemde hiçbir şeyi değiştirmeye güçlü değilim.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Diyarbakır'dan İstanbul'a gitmenin en kestirme yolunun karayoluyla Beyrut'a gidip gemiye binmek olduğu yıllardı.Sınırlar yoktu, mayınlar henüz döşenmemişti,kimse ırkıyla, mezhebiyle övünmüyordu...

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

"Her doğan bebek dünyada yeni bir şey olması için büyük bir mucizedir" der Hannah Arendt. İyi ki doğdunuz Hürriyet,Adalet,Müsavat ve Uhuvvet!

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Orada Türk,Arap,Çerkes,Kürt,Arnavut,Bulgar,Mısırlı,Hintli ne aransa bulunurdu. Herkes kendi kıyafetlerini giyer, kimse kimseyi ayıplamazdı.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Günün sonunda herkes bir kere düşman, herkes bir kere üvey evlat, herkes bir kere kara koyun, herkes en az bir kere mağdur ve gücü ele geçirdiğinde herkes en az bir kere de zalim oldu.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Türk bürokrasisinin ufku Mussolini'nin "İstikbal göklerdedir." sözünün altına Atatürk'ün imzasını atacak kadardır çünkü.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Bu ülkede rejim sadece dindarları, kürtleri, gayrimüslimleri, solcuları, alevileri ötekileştirmedi; kırmızı çizgileri aştığı anda Beyaz Türklerin de karşısına dikildi.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

O kafataslarından biri 1935 yılında mezarı kazılarak çıkarılan Mimar Sinan’a aitti. Ama kafatası ortalıktan kayboldu.

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Vasilis Dimitriadis'in 'Bir Evin Hikayesi' muhakkak kitaplığınızda olmalı. Kitabı okurken, borç içinde bir keresteci babasından az bir parayla birlikte bir tasavvuf kitabı miras kalmıș, dedesi Mustafa'nın adını tașıyan, iyi bir din eğitimi almıș güçlü bir annenin himayesinde yetimiș Mustafa Kemal'in șahsında bir imparatorluğun son 200 yıllık sorunları, travmaları

gözünüzün önünden geçiyor. Mustafa Kemal 23 Nisan 1920'de Meclis'i açarken arkasında levhada Șura Suresinin 38.ayeti asılıydı:
"Ve emruhum șûrâ beynehum"
Orada emredildiği gibi ișlerimizi hâlâ istișare ile yürütmeye daha çok konușmaya, birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Çünkü ortak bir hikâyenin çocuklarıyız...

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

Kültürlerin, medeniyetlerin iç içe geçtiği bu kavșakta, șarkıların, marșların bazen esinlenerek, bazen üzerine söz yazılarak bazen de el çabukluğuyla çalınaeak el değiștirmesi hiç sürpriz değil...Ama ilginçtir bütün bunlar ortaya çıktıktan sonra da kimse hiç mesele etmeden o marșları, șarkıları coșkuyla söylemeye devam etti.
Belki de bu yüzden

ırmağının akıșına ölüp, bir bașkadır benim memleketim diyoruz. Ya da son dönemde sosyal medyadaki moda tabirle; bașka yerde yașayamam!

Yıldıray Oğur
Yıldıray Oğur

İşgal kuvvetleri, 1920'nin Haziranında Fenerbahçe Kulübü'nü basıp İttihatçıların şubesi olması ve Anadolu'daki direnişe silah ve adam gönderilmesindeki rolü nedeniyle yetmiş gün kapatırlar. Kapatma kararı öyle büyük bir infial yaratır ki işgal kuvvetlerinin komutanı General Harrington kulübü yeniden açmak zorunda kalırken "Bu ne tuhaf bir millet. Ülkelerini işgal

ettik, bu kadar tepki göstermediler. Fener'i kapattık hepsi ayaklandı. Neredeyse silaha sarılacaklar." diyecektir.