“Ben Evliyâ Çelebi’yi tenkit etmek için değil, ona inanmak için okurum ve bu
yüzden de daima kârlı çıkarım”
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
Cadı inancı, 16. yüzyılda Şeyhülislam Ebussûud Efendi’yi çok yormuş bir konu gibi görünmektedir. Öyle ki Selanik’teki bir hortlağın her gece birinin ölümüne sebep olduğuna dair şikâyetlerden sonunda pes eder (Aycibin, 64) ve Evliyâ’nın da detaylı bir şekilde anlattığı karna kazık saplama, baş kesme, yakma gibi metotların önünü açmak zorunda kalır. 17.
yüzyılda, bu kez Edirne’de geçen iki cadı olayı, kadının uygulamalarla ilgili olarak telaşla merkezden yardım istemesine sebep olmuştur (Aycibin 66). İki yüzyıl sonra, devletin resmî yayın organı, Takvîm-i Vekâyi’nin 6 Ekim 1833 tarihli nüshasında bu kez Bulgaristan’ın Tırnova kazasında yaşanan bir cadı avı haber konusu edilmiştir. Bu olaydaki hortlaklardan
kurtulmak için resmen görevlendirilen bir gayrimüslim olan cadıcı Nikola, Evliyâ Çelebi’nin Kafkaslar’daki oburları anlatırken sözünü ettiği “obur tanıtıcı”, “cadı sihirbaz bilici” mesleğindendir
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
Her hikâye anlatıcısı gibi Evliyâ da dinleyicisinde ya da okurunda yaratmak istediği etkiyi güçlendirmek için kışkırtıcı bir “abartma” yöntemine başvurmaktadır. Örneğin, “acayip” ve “garip” şekilleri ve görünüşleri olan insanları anlattığı bölümlerdeki grotesk bedenlerin çirkinliğini, okuru rahatsız edecek tarzda abartılı benzetmelerle betimler.
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
Evliya'nın eseri sadece seyahatname değildir; onda edebi veya siyasi hatırattan, tarihi kroniklerden, coğrafya, folklor notlarından, menkibenamelerden birer parça bulmak mümkün hatta öyle sayfalar var ki insana bir tarihi romanın vereceği zevki tattırıyor.
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-daria-shevtsova-161.png)
Evliya Çelebi' nin, Kalmukların garip işleri başlıklı anlatısından.
Evliya Çelebi, merakına engel olamayıp tekrar muhatap olarak "Bire ademler bu adem eti yenir mi, acı değil mi?" diye sorar ve "Acıdır sen yeme, eğer lezzetin bilmek istersen bir avredi bir kerre öp, gör ne kadar lezizdir." yanıtını alır.
![Yeliz Özay Diniz](images/avatarlar/pexels-marius-venter-165.png)
Evliya Çelebi'nin hayvanlara dair sunduğu gözlemleri de bağımsız ve bağlamsız birer enformasyon değil hikayesiyle sarmalanmış hikmetlerdir.