İnsan insanla insanlaşır.
Ailenin yaşadığı mekan olarak ev, günümüzde çocuğun cenneti değil de adeta cehennemi. Ne sevgi, ne sevinç, ne güven.
Büyümenin anlamını bilmeden büyüme arzusuna kapılmıştık.
Evi çocuklara unutturan bu iletişim araçları filan değil, biziz.
Tabiat kitabının süsü de biz çocuklardık. Ama biz sonbahar gibi solmazdık.
Aileden çocuğu soyutlamak, çocuğu hayatın en güzel okulundan mahrum bırakmak anlamına gelir.
Çocuklara kışbabanın sırrını anlatalım: Kışbabanın merakı gece kardan adamla konuşmakmış. Kardan adamı yazı yorumlayan serçenin rüyası ısıtırmış.
"Yaşamak, Zarifoğlu'nun acılar ülkesidir."
Armağanıdır Allah'ın
Çocuğun bilmediğini bilme hâli
Sakın ağlama melekler incinir
Ağlarsan yanar
İncir fidanlarını diktiğimiz dağ
“Mevsimlerden süs mevsimiydi.
Çiçek çiçekti toprak.
Aylardan kirpi ayıydı.
Salkım saçaktı üzümler.”
Çocukluğumun sabahlarında güneşle ahşap evimizin penceresinde ışıktan çiçekler açardı. Işıktan çiçekler arasında bakardım içime ve dünyaya...