Taşlarda hayvanlardan ve canlı varlıklardan daha çok hayat sırları ve mucizeleri vardır.
"Tanrı'nın varlığına inanıyordu. Adil olduğuna hiç bir zaman inanamamıştı."
"İnsan makul ölçülerle hayatın tadını çıkarabilmelidir. Tıpkı hayvanlarda olduğu gibi, olduğuyla yetinerek. Az devasadır."
"Bogota Ulusal Kütüphanesi 1985.
Gönlünün beklediklerini daha fazla bekletemezdim. Aramızda mesafe kalmamıştı. Titreyen , koyu buğday benzi rengindeki ellerini tuttum. Etrafına bakındı ürkekçe. Kütüphanede o kadar insanın bakışları arasında yumuk ellerini tutmam, ısımı ve sevgimi ellerine bırakmam , halden hale geçirmişti duygularını.
Utanmıştı yine.
Son bir utanma daha yaşayacaktı mecburen . İri, akıyla arası ayrı badem gözlerine baktım. Kilitlendik birbirimize. Bir elime ayı diğer elime güneşi verseler umurumda değildi. En ufak bir meyil göstermezdim.
Zaman iki dudağımın arasına hapsolmuştu. Kara gözlerindeki şüpheyi ve korkuyu gidermeliydim.
Her seven kadın korkar. Geri dönülmez kayıptır aşk."
Gönlümüzden birine bağlanıp sevme maharetimizi arz etmeyi düşündüğümüzde aşk, evimizin olduğu sokak başında gülümseyerek bize göz kırpar.
Kader hafife alınamayacak müzmin bir lavradir.
vicdan baki kaldıkça hiçbir günah affedilmiş sayılmaz.
gerçekten okunması gereken bir kitap.
"Yüce Tanrı ,hayatınızın gidişatını ve ne olacağını bâtıni bir yolla önceden size gösterir. Gerçeği gözlerinizin ve kalbinizin sis dolu perdesini aralayarak hissedersiniz. Hisleriniz tek silahınız olabilir."