"Sen ne zaman adam olacaksın?"
"..."
"Düş artık yakamızdan" dedi.
"Haklısın" diye mırıldandım. İkimiz de çürümek için zıt yönlere ayrıldık. O salonda babamın karşı koltuğunu tercih etmişti, bense penceremi, battaniyemi, yatağın tercih etmiştim.
Kaldırımsız, tabelasız, duraksız... Ağzına kadar dolu çöp kutusunun etrafında asalak hayvanlar alelade dolanmaktalardı.
Ömrünün bir yarısında tesadüfen yan koltukta oturan kadınla evlenmişler. Annem yarısı yeşermış ağaçtan farksızdı, babam da tek bacaklı bir adamdı. Kimse karardan caymasın diye nikahı basıp atmışlar evin birine. Zamanla aslında kadının kontaklarının kapalı olduğu çıkmış ortaya. Gezmişler tozmuşlar, ne yemedikleri halt kalmış ne de içmedikleri zıkkım,
lafta...
Dedem bugün ölmemişti. Devran dönse de, çağlar değişse de, üzerinden evvel zamanlar geçsede babamı topal bıraktığı gün ölmüştü dedem. Geriye kalan süre azabıydı. Bugün sadece toprağa girecekti.
Mahallenin zayıf heriflerinin yumruklarına dolanan kemerler, pantolonlarına dolananlardan fazlaydı. O fazlalık kadınların tenlerinde bıraktığı izler kadardı.
Evsizdi ruhu. Birdenbire taşa dönmüştü. Bütünüyle hayatı eksikti ve o da biliyordu; hep eksik kalacaktı
“Görevi öncekinden devralan iri kıyım, ocağın önündeki masaya kaykılmış, oyuna gelecek adamları, dahası oyunda sorun çıkaracak hilebazları beklemeye koyulmuştu. pis bakışlıydı; kafası levyeyle yamultulmuş gibi eğik, avurtları derin vadiler gibi çökkündü.”
“zamanın zalimce katledildiği bugün de zaman cellatlarının zamanları yine idamlıktı”
Mahallenin zayıf heriflerinin yumruklarına dolanan kemerler, pantolonlarına dolananlardan fazlaydı. O fazlalık kadınların tenlerinde bıraktığı izler kadardı
” düşündüğümden kolay görünüyordu. yanıma varmasıyla birlikte göğsüm infilak etmez, gırtlağım yutağımdan fırlayıp yere düşmezse tanışma faslı yerli yerinde, sade, basit olacaktı. özgüvenim ayini bitirmiş, tapınak meşaleleri yanmış, cesaretim âmin demiş, hepsi takatimi gazlamış, tüm hazırlıklar mevsim bana doğru yaklaşırken tamamlanmıştı.”
Telefonu bütün gün sessize alarak aranmış olma ihtimalinden ümit yaratmaya çalışmak hayatsız adamların mevzusudur.
İşyerinin jölesiydi kurumsal kimlik. Firmaya hakikaten de bambaşka bir hava katıyordu.