Deniz Çetinay
Deniz Çetinay

"Öyle bir battı ki güneş burada, saatler önce,
Ancak bu kadar yalnız, özlem dolu,
Ancak bu kadar karanlık olabilirdi gece.
Ardından beliriverdi mehtap, sanki dedi ki,
Yalnız kalamazsınız, güneş düşmüş de olsa bitap.
Durup de ki kendine,
Sessizliğine kanıp yalnızım desen de,
Senden beslenen bir sen bulursun kendinde."

Deniz Çetinay
Deniz Çetinay

"Ne durup düşünüyorsun yolcu?
Hem de sırtındaki yükle!
Madem yolu çizmek bu kadar güç,
Sen de yol olmadan sevdanın peşinden düş!
Zaten çizeceğin yolda göreceklerin,
Senin yarattığın birer düş!

Durmaya devam ettikçe,
Her yol ayrımında biraz daha düşündükçe,
Yükün ağırlaşacak,
Eğer atarsan onu,
Varacağın

hedefin bir anlamı kalmayacak!

Yürü, kuru toprağa, dikenlere doğru...
Tabanların parçalansın,
Geçtiğin yerlere kanın aksın,
Varsın senin hikayen de böyle yazılsın!"

Deniz Çetinay
Deniz Çetinay

"Satırlara sığamıyorum artık!
Ve çıldırtıcı bir yavaşlıkta
Çıldırtıcı bir bilinmezlik ilerliyor!
Bilmiyorum gençliğim mi...

Ne kendimin ne de başka birinin kafasını şişirmek
istemiyorum artık.

Ben artık...
Sorun da bu işte,
Önceki satırları tamamlayamıyorum,
Ama bir tek ona sığıyorum."

Deniz Çetinay
Deniz Çetinay

"Aklım hala güler yüzünde,
Ve bu kalem,
Bana verdiğin günden beri elimde.
Koyamıyorum seni bir türlü,
Saçların kadar düz dizelere.

O günkü gibi olur mu yine,
Sıkıcı bir bahar gününde,
Etmeden tek kelime,
Sarmaş dolaş olur muyuz seninle?

Tutup desen ki "Ne haddine!"
Haklısın,
Ettiğim adilikten beri,
Buz

gibi sular döküyorum ben de,
Ellerini bırakan adi ellerime!"

Deniz Çetinay
Deniz Çetinay

"Karanlığa, deliliğe, belirsizliğe, mutluluğa,
Her biri doldu zaten daha önce satırlara,
Buluştukları hiç oldu mu peki,
Bir dizede, bir sonede, şarkıda?
Neden aydınlık iyidir, niye aklıyla övünür insan?
Her şeyimiz maskeler, piyonlar, zarlar...
Doğru olmak mı kötü, iyi olmak mı yanlış?
Bunların ötesi bir feragat bir terk ediş,

Bir gün gelir kafiyelerden kurtulurum,
Karanlık, belirsizlik, deliliğim, mutluluğum..."