" Yıkılan duvarlar gördüm , coğrafyanın değiştiğini .
Hiç kimse değiştiremedi güçlünün haksızlığını ."
"Sen de biliyor musun seni sevdiğimi bilmiyorum ama neler vermezdim seni ne kadar çok sevdiğimi sana haykıra haykıra söyleyebilmeye..."
“Mevlana'nın bir sözü var. Ne maksatla söyledi, neyi kastetti bilmiyorum. Hatta nerede okuduğumu bile hatırlamıyorum. Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaymış dünyada su da olmazmış, ateş de...”
"Karın yağışını seyrederken çocukluğunu hatırladı birden. Soğuk kış akşamlarında annesinin dizinin dibinde durduğunu, uykusu geldiğinde dizine yattığı geldi aklına ;saçlarını okşarken uyuyakaldığı, sabah uyandığında nasıl geldiğini bilmediği yatağında kendisini buluverdiği de."
"... Akşam vakti kar yağmaya başlamıştı yine. Büyük büyük avuç içi kadar taneleri olduğu bir yağıştı bu. Perdeleri açıp, lambayı kapatıp sokakta arabaların farlarıyla sarı renkli sokak lambalarının ışığının karışmasıyla karın sarımtırak beyaz tonundaki yağışı seyretmeye başladı."
...seni düşünmek, senin yanı başımda olduğunu farz etmek o kadar hoştu ki o an bütün dertlerden, kederlerden uzaklaşıyordum. Bambaşka bir dünyada yaşamaya başlıyordum sanki... Seni sebepsiz yere kaybettiğimde sanki bir el göğsümü yarıp kalbimi yerinden çıkarmış gibi hissettim bir de...
“Dudaklarımdan ‘İstanbul’u özledim’ diye bir cümle çıktı sonra kalbim düzeltti: ‘İstanbul’u değil, onu özledin!’ doğruydu, seni özlemiştim. Özlemek için insanın, ara sıra aklından çıkarması gerekir özlediklerini, ama ben seni hiç çıkarmıyorum aklımdan! Demek ki ben seni hiç özlemiyorum, hiç aklımdan çıkmıyorsun. Bir içim biliyor bir de ben
biliyorum seni sevdiğimi… Sen de biliyor musun seni sevdiğimi bilmiyorum ama neler vermezdim seni ne kadar sevdiğimi sana haykıra haykıra söyleyebilmeye… Hayır, sessizce sadece senin duyacağın biçimde söyleyebilseydim de razıydım buna… Neden söyleyemediğimi, düşünüp duruyorum günün her vaktinde, gözlerini, saçlarını, gülümsemeni hayal ederek…”