Algılar her zaman bir şeyle ilişkili olarak ya diğer nesnelere ya da kavrayana göre kavranmaktadır.
Ancak yargının olduğu yerde yanlış ve doğru olabilir. O hâlde, yanlış ve doğru zihindedir.
Hiç anlamına gelen Latince nihil kelimesinden türeyen nihilizm ,varlığın var olmadığını veya hiçbir şeyin bilinemeyeceğini ya da hiçbir şeyin değerli olmadığını iddia eder .Bu nedenle nihilizm varlığı reddettiği gibi bilgiyi de reddeder.
varoluşçulara göre gerçekten bir varlık vardır; fakat bu varlık kendi bilincine sahip olan bir varoluştur.
Nihayet uyanıkken zihnimizde bulunan aynı düşüncelerin hiçbiri gerçek olmaksızın, uyurken de usumuza gelebileceğini dikkate alarak, şu ana kadar zihnime girmiş olan tüm nesnelerin, düşüme girmiş hayallerden daha gerçek olmadığını düşünmeye başladım.
Benim dilimin sınırları, benim dünyamın sınırlarını gösterir.
Ne zamandır, çocukluğumuzdan beri pek çok yanlış kanıları doğru diye kabul ettiğimi ve yine o yaştan beri hiç de sağlam olmayan ilkeler üzerine kurduğum şeylerin pek kuşkulu olabileceklerini düşünüyorum.
Heidegger’e göre, doğru yargıda, önermede, tümcede bulunamaz. Bunlardan daha önsel bir yapıya sahiptir. Doğruluğun özü özgürlüktür. Çünkü özgürlük doğruluğun temelidir; çünkü özgürlük kendini varlığın-olmasını-sağlama olarak ortaya çıkarır. Başka bir deyişle, özgürlük her durumda varlıkları ne tür varlık olduğu biçiminde varlık yapar.
Söz etmeye ne de düşünmeye seni; söylenemez düşünülemez çünkü
Hayat hikâyedir. Birini ya da bir şeyi sevmek onun hikâyesini sevmektir...