Didem Madak
Didem Madak

Bir aydınlanma ruhu içinde felaket yalnızdık.

Robin Sharma
Robin Sharma

Kitaplar aslında zaten senin içinde olanları görmene yardım eder. Aydınlanma da böyle bir şeydir. .

Robin Sharma
Robin Sharma

Kitaplar aslında zaten senin içinde olanları görmene yardım eder. Aydınlanma budur.

Biet Simkin
Biet Simkin

Kim size aydınlanma ve mutluluğu bir dağda tek başınıza yürürken bulacaksınız dediyse yalan söylemiş. Aydınlanmak kalabalık işidir

Biet Simkin
Biet Simkin

Öz anımsama, bir insanın bu dünyada ulaşabildiği en yüksek deneyimsel ruh halidir. Genelde oldukça zevk verici, bu yüksek aydınlanma evresinde, her 5 duyumuzda keskin bir şekilde var oluruz ve derin bir huzur duygusu hissederiz.

Hüseyin Akbaş
Hüseyin Akbaş

Fakir BAYKURT'un yaşam sürecinde temel dinamik Gönen Köy Enstitüsüdür. 11 Mart 1940 tarihinde Gönen –Isparta’ya gelen İsmail Hakkı TONGUÇ ve arkadaşları yaptıkları incelemeler sonunda Göller Bölgesi’nde aydınlanma ve toplumsal dönüşüm merkezi olacak olan Gönen Köy Enstitüsünün yerini belirler.
TONGUÇ o gün not defterine “ Köy çocukları burada

okuyacaklar, mutluluğu gerçeklerde bulmanın düşlerde araştırmaktan daha kolay olduğunu anlayarak yetişecekler, mutlu olmanın, özgür ve bağımsız yaşamanın yoksul düşmemenin gizlerini bulacaklar” ifadelerini yazar.
Cumhuriyet eğitim devrimcilerinin ilerici düşün dünyasının şekillendirdiği enstitüler pozitif ayrımcı, ilerici, özgün, işlevsel eğitim sistemiyle

kapılarını, pencerelerini yoksul halk çocuklarına açıyordu.
Fakir Baykurt da öksüz, yoksul bir köy çocuğu olarak 1943 yılında bu aydınlık kapıdan içeri girer ve Gönen Köy Enstitüsünde kendisini yeniden yaratır.

Figen Turan
Figen Turan

Temelleri Aydınlanma Dönemi düşünceleriyle atılan Modernist bakış açısına göre (1) insan doğası evrenseldir, (2) dünya bilinebilen, açığa çıkarılabilecek ve düzenli bir yerdir, (3) birey otonom, istikrarlı, amaçlı ve dengelidir, (4) bilim ve insanın akıl yürütme becerisi, insanlığı sosyal, siyasi ve kültürel olarak özgürleştirebilir, (5) modernitenin ileri

sürdükleri çoğu eğitimli nüfusun benimsediğidir ve sahip çıkanlara ciddi ekonomik ve siyasi gücü beraberinde getirecektir.

Serkan Bayram
Serkan Bayram

Hastalıkların etkileri konusunda, cahil ve entelektüel ayrımı yapmak yeterli değildir. Konunun, fakirlik ve zenginlik kavramlarıyla ilgili güçlü bir etkileşimi de vardır. Fakirlerin; Tanrı ile ilgili kavramları düşünmesi için, hasta olmalarına gerek yoktur. Çünkü; yaşadıkları hayatın zorluğu ve problemlerinde çıkış yolu bulamamaları nedeniyle, başvuracakları tek

kaynak Tanrı’dır. Yarı aç yarı tok gezerken, ev kirasını denkleştirmeye çalışırken, çocuklarına harçlık veremezken, hastalıkların vereceği aydınlanmayı zaten yeterince yaşamaktadırlar :) Bunların üstüne bir de hastalıkların eklenmesi, ancak; Tanrı kavramına karşı, bir nefretin oluşmasından farklı bir sonuç doğurmaz. Hastalıklar; bir aydınlanma

yaşatacaklarsa, bunu ancak zenginler vasıtasıyla yapabilirler :) Çünkü; ekonomik olarak hiçbir problem yaşamayan insanların, Tanrı’yı düşünmelerini sağlayabilecek en önemli sebepleri hastalıklar olur.

Ken Kalfus
Ken Kalfus

Ilich, Aydınlanma Komiserliği'ne Rus hayal gücünü fethetme görevi vermisti . Bu muharebe alanı, Sovyetlerin, iç savaşı ve sonra olacak savaşları kazanabileceği tek alandı .

Stuart Litvak
Stuart Litvak

Günümüzde içinde her türlü kitabın bulunduğu bir kitapçıya girilebilir ve kimilerinin kapaklarında şimdi tuhaf kaçan fakat etkili bir şekilde -veya bazı durumlarda etkisiz olarak - şu şekilde pazarlanan sözler bulunan, 'kendi kendinize-yapın' formatında geniş bir seçme eserler dizisi bulunabilir. Çoğu okuyucunun bildiği gibi/ kişi eğer tavsiye edilen bir kitap ismine

yönelmeden baskı sayısı fazla olan kitapların içine dalarsa beklenmedik ölçüde kafası karışabilir. Yemek pişirme ve araba tamiri gibi somut ve belirli konularda uzmanlık arayanlar genellikle kaşları fazla çatılmadan uygun bir öğretici kitap bulurlar.

Ne var ki konusu insan olan çalışmalar alanına gelince manzara değişir. Örneğin sağlık ve tıp, psikoloji ve

eğitim alanlarında öğüt çok daha dolaylı verilir, çoğunlukla bilgi ve analiz içeren satırların arası okunur, Bu konuların bilimsel çerçevesi nedeniyle acemi olanlar bunların içeriğinin büyük kısmının somut bir şekilde öznel 'olguya' dayandığını düşünmeye yönelebilirler. Ancak bununla temel bir aşinalık kazandıktan sonra kişi sunulan çeşitli materyallerin

geçerliliğini, konusunu ve çapını takdir etmeye başlar. Bu yön tayininden önce raflarda ihtiyaç duyduğu en faydalı kitabı seçebilir veya seçmeyebilir veya belki de çok daha sonra gerçekten doğru seçim yapıp yapmadığını anlayacaktır.

Felsefe, din ve mistisizmin ücra köşelerinde bu yön tayini işi daha karmaşık ve daha az anlaşılır hale gelir. Şevkli

okuyucu bunu tümüyle gözden kaçırabilir. Ezoterik kitap başlıkları aydınlanma vaadiyle, 'içine atla - su çok güzel!' diye bağırarak okuyucunun dikkatini çekmek için feryat ederler. O da genellikle buna uyar ve çok geçmeden su boyunu aşar.

Sufiler yanlış eğitilmiş bir kültürün tecrübesiz insanların olağanüstü tehlikeler içeren herhangi bir bilgi alemine

böylesine paldır küldür yaklaşımını tasvip ettiğini söylerler. Tıpkı sağduyunun, kendi başlarına elektrik tesisatı döşemeye kalkan, elinden iş gelen çoğu amatörün sonunda kolayca kendisini yaralayabileceğini ya da öldürebileceğini söylemesi gibi, bireysel olarak mistik ya da ezoterik bilgi arayışında da prensip olarak benzer bir ayrım gözetilmelidir.

Maalesef, Batıda durum genellikle böyle değildir. Ezoterik (ve özellikle 'okültl') arayışlardaki tehlikeler öncelikle tekamülle ilgili ve inceliklidir, fakat ortaya çıktıkları zaman kişiyi fiziksel bir hastalık ya da kaza kadar zayıf düşürürler. Buradaki büyük kayıp gerçek bir yerine getirme potansiyelidir. Aşkın zihin durumuna ulaşmak için arayış içinde olan kişi

gerçek ergisinin kendini bilmekle başladığını kolaylıkla unutabilir. İşte burada ihtiyat gereklidir. Bunun için, ezoterik-eğilimli kitap karıştırıcımız, önce içsel dürtülerini gözlemekten ve uygun psikolojik, sağaltıcı ya da eğitimsel dış kaynaklardan bilgi aramaktan yarar sağlayabilir. Bu şekilde sağlanan faydalar ayartıcı değil önleyici ve en azından bir

alıştırma olarak kesinlikle sağlıklı olacaktır.

Bu kitapta sunulan bilgi ve düşünceler en iyi şekilde (yukarıdakilerin ışığı altında) Doğuyla ilgili, fakat tarz olarak Sufilerin kendi yazdıkları kitaplardan farklı olarak telakki edilebilir. Sufiler yazılı materyalleri çok ustalıklı ve teknik bir şekilde bir tepki ve algı alanı yaratmak üzere kullanırlar.

Ne var ki, bu şekilde kullanımın ancak, belli bir öğrencinin olduğu yerden olmak istediği yere gitmek için neye gereksinimi olduğunu tek başına bilebilen yaşayan bir öğretmenin yönettiği gerçek bir okulun 'uydurma olmayan' çerçevesi içinde mümkün olduğunu vurgularlar. Başka herhangi bir formatın en iyi haliyle eksik, en kötü haliyle de gerçek tehlikenin pusuda olduğu

bir arena olduğunda ısrar ederler.

Sadece burada değinilen unsurlar göz önüne alındığında, potansiyel heveslilerin öz-potansiyel ve aşkınlıkla ilgili materyali yanlış okuma eğiliminde olmaları şaşırtıcı değildir, yani, sıklıkla bilgiyi işlevle, yüzeysel olanı esas olanla vs. karıştırırlar. Bu kitaba Sufizmi öğreten bir araçtan ziyade Sufizm üstüne

bir yorum olarak yaklaşılmalıdır- Kitabın içerdikleri, insanın kaderiyle ve kültür akımlarıyla birlikte devinen yaşayan bir Sufizm şeklinin hala mevcut olduğunu onaylamaktan başka bir şey başaramayan belli bir se viyede ilgiyi yansıtmaktadır.

Sufi akımına bir başlangıç olarak yazar okuyucunun ilerki sayfaları bilgilendirici ve faydalı bulacağına inanıyor ve

bu konunun içine dalmanın canlandırıcı ve keyifli olacağını umuyor.