Harun Ak
Harun Ak

"Çünkü kozmopolitanlık, yurtseverlik ya da grup duygusunun yerine aklı, komüniteryanlığın yerine ise evrenselciliği koyan bir politik imkandır. Bu nedenle çokkültürcülükten ve kültürel rölativizmden ayrılması gereken kozmopolitanlık Kant'ın eylemsel, reformist ve optimist politik anlayışının, antropolojisi ile kesiştiği noktada durmaktadır. "

Harun Ak
Harun Ak

''Ama, mutluluktan alınan tat gibi bir hazzı değil de, kendi varlığından duyulan hoşnutluğu gösteren bir sözcük yok mudur? Evet vardır! Bu sözcük 'kendinden memnun olma'dır.''

Harun Ak
Harun Ak

Bununla beraber özgürlük fikrinin suistimal edilip yozlaştırılmaması, bir kimsenin özgürlüğünün başkalarının özgürlükleriyle bir arada var olabilmesi için, özgürlüğün sınırlarının kesin bir biçimde belirlenmesi ve güvence altına alınması gerekir. İşte bu güvenceyi insana verecek olan şey, mükemmel bir sivil yapıdır.

Harun Ak
Harun Ak

Felsefe tarihi, filozofların görüşlerini incelemekten, felsefi kavram ve problemlerin düşünce tarihindeki yolunu araştırmaktan ibaret değildir. Felsefe tarihi aynı zamanda filozofa kendi durduğunuz yerden, çağınızın sorunlarından hareketle sorular sormak, onun düşünce sistematiğinden bu sorulara cevap aramaktır. Böyle bir yaklaşım filozofa söylemediğini söyletmek

değildir; onunla iletişime girmek, onu şimdiye çağırmaktır.

Harun Ak
Harun Ak

Bu negatif ve pozitif kozmopolitanlık kavrayışlarını birbirine bağlayan ve ilk defa Yunan-Roma düşüncesinde karşılaştığımız birleşme değeri, yüzyıllar boyunca sürmüş olsa da kozmopolitanizmin daha çok Stoacı anlamını yeniden canlandıran ve hukuk üstünlüğüne dayanan modern devletin talepleri ile uyumlu halde olmasını sağlayacak şekilde yeni bir biçim veren

düşünür, Kant'tır. Kant'ın yorumu ile ilerleyen süreçte biz, aynı zamanda bir cumhuriyetçi anayasacılık içine yerleştirilmiş olan kozmopolitanizm ve demokrasinin birbiriyle uyumlu olmadıklarını, yine de buna rağmen birbirini gerektirebildiğini görmeye başlarız. Bu yüzden demokrasinin kozmopolitanizm ile, kozmopolitanizmin ise insan yaşamının anlamı ve yasal düzenin

meşruiyeti sorunu ile ilişkisinde düşünülmesi gerekmektedir. Ancak bütün bu tarihsel çokanlamlılığa ve gerilimli doğasına rağmen kozmopolitanizm yukarıda da belirttiğimiz gibi insanın tanımlanması ve belirlenmesiyle de ilgilidir; çünkü Kant'a göre insan hayvandan farklı olarak teknik, pragmatik ve ahlaki eğilime sahiptir; dolayısıyla kendi karakterini kendi oluşturur.



İnsanın kendisini oluşturması yetilerinin bilince varmasıyla başlar ancak orada bitmez; bu oluşumun , türün amaçlarına uygun bir biçimde ilerletilmesi ve bir praxis varlığı olan insanın eylem ilkelerinde ve süreçlerinde tamamlanması gerekir.